Bugün akademiden bir haber geldi. Shiba ölmüş! Hani şu benden önce dövüşecek olan çocuk. Bir hastalığa yakalandığı için gelmemişti. Şimdi de bu hastalık yüzünden ölmüş. Hastalığı doktorlar anlayamamış ama vücudunda bir ısırık izi görmüşler. Hiç bir hayvana benzetememisler. Bunun bir yaratık veya öyle bir şey olacağını düşünüyorlar.
" Evet bugün bir mağaraya gidiyoruz. Orada başa çıkmamız gereken yaratıklar var."
" Yaratık derken?" Souma biraz korkmus gibiydi.
"Evet. Ama biz üstesinden geliriz!"
" Inşallah!"
" Olur olur. Şimdi hazırlıklara başlayalım. Herkes çantasını kılıcını ve eşyalarını alsın yola çıkıyoruz. "
Kısa süre sonra mağaraya vardik. Ilginc bir şekilde bomboştu. Tek sorun karanlık olmasıydı.
" Komutan şimdi ne yapıyoruz? "
" Sanirim mağaranın biraz daha derinlerine gitmemiz lazım. "
Biraz daha yürüdük. Yol hala bomboştu.
"Galiba buraya kadar. Mağaranın sonuna geldik ve hala hiç bir şey yok. Oysaki buraya yaratıklari yok etmek için gelmiştik. Geri dönelim. "
Mağaranın girişine yürümeye başladık. Ama az öncekinden daha uzun sürdü. Mağaranın giriş kısmını göremiyorduk.
" Burası ne saçma bir mağara. Sonu gelmiyor. "
" Komutanım. "
" Evet?"
" Bence biz kaybolduk. "
Komutan gülme krizine girdi. Sonunda durdu.
"Ah... olabilir. "
" Olabilir değil bence kesin kaybolduk. Yanlış bir yola girdik muhtemelen. Şimdi de çıkamıyoruz ayrıca-"
" Sşştt! Sessiz ol! Dinle....."
Herkes sustu ve dinledi. Mağaradan garip sesler geliyordu. Ama bir yaratık sesi değil daha çok....Seyy.....
"Bu su sesi mi?"
Ses daha da yaklaştı. Bir arkamiza baktık ki büyük bir su yıgini bize doğru geliyor!
" Kaçın!"
Herkes koşmaya başladı.
" Burada öleceğim aklımın ucundan geçmezdi. Ayyyy çok genç ölüyorum! "
" Kes sesini Emiya!"
" Sakin olun tek yapmamız gereken koşmak "
" Zaten tek yaptigimiz şey o!"
" O zaman daha hızlı koş! "
Mağaranın girişini göremiyorduk. Aniden su sesi kesildi. Durduk. Arkamiza baktık. Su yok olmuştu. Yoksa bu sadece bir şaşırtmaca mıydı??? Derinlerden bir ses geldi ve Nida Ratatoskr çıktı. Bize her zamanki gibi gülüyordu. Zaten ben onun gülmediği bir zaman görmedim.
"Yeniden karşılaştık.... Allen Walker."
" Evet....Nida."
" Sanirim kolyeyi bana vereceksin. "
" Kusura bakma ama hayır. "
" Ya öyle mi ? Çok üzücü......saldırın! "
Nida ' nın arkasından 10-15 tane silahlı asker çıktı ve bize doğru koşmaya başladılar.
Önce bizimkiler onlarla ilgilenirken ben Nida'ya doğru koşuyordum. Aniden durdum çünkü Nida ' nın arkasından Sasha elinde çalınan küre ile çıktı.
"Naber Allen?"
" Sasha! Sen bu kızla iş birliği mi yapıyorsun?!"
" Sayılır diyelim. "
Onlara doğru koştum. Nida elinde mor bir dalga oluşturdu ve bana fırlattı. Hemen kurtuldum. Ateş topları atmaya başladım. Biri Nida ' nın sol kolunu yaktı. Diğer ise Sasha'in yanağını.
" Bunun ise yarayacağını mı sandın?"
Nida ' nın ve Sasha'in yaraları hemen kapandı.
" Bizi yenmene imkan yok. "
Sasha bana doğru koşmaya başladı. Yumruk attı ama denk getiremedi. Karnına tekme attım. O sırada bicagiyla kolyemin bağını kesti ve aldı. Isinlanarak Nida ' nın yanına gitti. Nida kolyeyi aldı. Küreyi havaya doğru tuttu ve yeşil bir geçit oluştu.
"Yine karşılaşacağız Allen Walker. Bir dahaki sefere daha uzun bir dövüş olacak. "
Ikisi de gecide girdiler. Kure yete düştü. Ama rengi solmustu. O an fark ettim ki, rüyamda ejderin üstünde gördüğüm kişi Sasha'ydı. Alev topu fırlatmak istedim ama olmadı. Kolye olmadan gücüm yoktu. Arkama baktım. Bizimkiler askerleri halletmis bana bakıyorlardi. Shiro yanıma geldi.
"Üzülme Allen, bulacağız kolyeni."
" Umarim. Ama ben..... Şimdi ne yapacağım??"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmparatorluk Savaşları
AdventureKayip Annesini ve babasını bulmak için çabalayan Allen Walker, en sonunda hayalindeki akademiye girer. Akademide babasının öğrencisi olan Shiro ile karşılaşır ve takım olurlar. Annesi ve babasi öncü birliklerinde oldugu icin taninmis kisilerdir.Herş...