19.BÖLÜM-ALLEN VS MASOI

54 8 0
                                    

Benden önce savaşacak olan çocuk ( Shiba) gelememiş o yüzden beni ve rakibim Masoi'yi 3. Sıraya çıkardı. Arenaya indik. Hakem ' dövüş başlasın! ' Diye bağırdıktan sonra bana doğru hızla koşmaya başladı. Ne olduğunu bile anlamadan tekmeyle suratıma vurdu. Hemen ayağa kalktım. Ben de koşmaya başladım. Tam ona vuracakken garip bir ses duydum.

Dikkat et birazdan arkadan saldıracak.

Sesin nereden geldiğini anlayamadım ama inanmaya karar verdim. Gerçekten tam ben ona vuracakken arkama geçti. Ben de arkama döndüm. Karşısında pis pis siritan bir kızı görünce korktu galiba. Ben de dirsegimi karnına geçirdim. Yere sert bir şekilde düştü. Zar zor ayağa kalktı. Ama onun kendine gelmesine izin vermeden yeniden tekmeledim. Sonra kılıcımı çıkardım. Ona doğru yürüdüm. Sanki bayılmış gibi yerde hareketsiz yatiyordu. Hayatımın hatasını yapıp yanına gittim. Ben fark edemeden ayağa kalktı ve beni boğmaya çalıştı. Kılıcımı çıkarıp kolunu kestim. Birkaç adım geri çekildi. Ardından bana doğru koşmaya başladı. Elinde bir mühür oluştu. Kara büyüydü bu! Ben de elimde bir alev Topu oluşturdum. O bana, ben ona mühürü fırlattım. Ben eğilerek kurtuldum. Sadece yüzüm biraz çizildi. Onunsa refleksi güçlü olmadigindan alev topu tam onun karnına geldi. Tam yere düşecekken bana cebindeki bıçağı fırlattı. Ama bıçak bana gelmedi. Sadece beni şaşırtmak için yapmış olmalı ki ben fark edemeden yanıma geldi ve Ayağıma çelme takti sonrada geri sıçradı. Ben adım atacakken ayağımda bir acı hissettim. Ayağıma çelme takarken döndürmüş olmalı. Kılıçtan destek alarak yürümeye başladım. Acayip derecede acı çekiyordum. Eğer Masoi bir tıbbi ninjaysa ayak bileğimdeki sinirleri kesmiş olabileceğini düşündüm. Bunu annemden öğrenmiştim. Annem de bir tıbbi ninjaydi. O sırada yine aynı ses:

Sakin ol. Sakin olursan kazanacaksın!

Bu sesin nereden geldiğini anlayamıyordum ama bana bir şekilde yardimci oluyordu. Masoi ayağa kalkıp konuşmaya başladı :

" Sen Allen Walker'dın değil mi? Hani şu yetim kalan?"

Korksam mi üzülsem mi yoksa kızsam bilemiyordum. Bir dakika ya ben niye üzülüyorum ben yetim değilim ki?

" Ben yetim değilim. Yalan yanlış konuşma! "

" Senin annen ve baban öncü birliklerinin komutanları değil mi?"

" Evet??"

" Onların son çıktıkları görevde öldüklerini bilmiyor musun?"

" Hayır! Onlar ölmediler!"

" Sen öyle san!"

Sinirimden patlamak üzereydim. Ellerim yumruk yapılmaktan artık Kanıyordu. Yeniden konuşmaya başlayacakken:

" Kes sesini!!"diye bağırdım. Gözlerim dolmuştu. Ağlamak üzereydim. Sonra yine o gizemli ses:

Üzülme Allen. Seni güçten düşürmek için yalan söylüyor. Inanma ona!

Sinirden ne yaptığımı unuttum. Eskiden annem ve babamla olan anılarım geldi aklıma. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Kafamı kaldırdım. Gözlerimde kedi veya Ejder gözü misali bir görüntü oluştu. Sırtımdan da Ejder kanadı şeklinde ışıklar çıkmaya başladı. Sonra etrafımda alevden oluşan bir kalkan belirdi. Bu sefer Masoi'ye sanki 'bunu soylemeyecektin'bakisi attıktan sonra elimde bir alev Topu daha yapmak istedim. Bu savaşı olabildiğince çabuk bitirmek istiyordum. Bu defa bir farklılık yapıp başka bir mühür denemeye karar verdim. Bu mührü bana babam öğretmişti. O sırada babamla olan anim aklıma geldi.

Babam ile beraber mühür çalışıyorduk. Bana bir tanesini gösterdi. Ellerini çapraz tutarak ağzına Japonca herhangi bir mühür mirildaniyorsun. Sonra da elinde o mührün ateş topuna dönüşmüş hali ortaya çıkıyor. Ben de öyle yapmıştım. Ama güç bana biraz fazla gelmişti ve ateşi tutamayinca ellerim yanmıştı. Babam Ellerimi özenle sarmıştı. Sonra kulağıma eğilip:

Asla ama asla vazgeçme. Bunu beceremesen de, yapamasan da yine de vazgeçme!

Gözlerimi açtım........egildim.....Ellerimi çapraz yaptım........mührü mirildandim. Alevden oluşan halka hızla dönmeye başladı ve etrafımda bir hortum şeklini aldı. Oluşan rüzgardan saçımdaki toka koptu. Saçlarım açıldı. Her oluşan rüzgarda gözümün önüne geliyor, ileriyi görmemi engelliyordu. Sonra başımı kaldırdım ve son bir gayretle Masoi'ye doğru koşmaya başladım. Koşarken elimde alevden oluşan bir kılıç belirdi. Etrafından kıvılcımlar çıkmaya başladı. Masoi'ye iyice Yaklaştım. Kılıcı saplayacakken kafasını eğdi. Bu sefer çelme taktım ve yere kapaklandi. Göz açıp kapayincaya kadar kılıcı omzuna sapladım. Acıyla inledi. Sonra gözlerim kamaştı, her yeri bulanık görmeye başladım. Bayilmadan önce son gördüğüm şey etrafın kan gölüne dönmesiydi.

İmparatorluk SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin