episode 2

71 5 0
                                    

Merhaba 👻

Çok büyük bir kitleye ulaşamadığımı biliyorum ama yine de şans verip okuyanlar kendini belli ederse çok mutlu olurum :))

Dolu Kadehi Ters Tut- İçimde Bir Sıkıntı

Keyifli okumalar.....

Her kabulleniş bir vazgeçişti aslında. Bu durumu kabullendiğimde fark etmiştim ki ben çoktan kendimden vazgeçmiştim. Söylemesi dile her zaman kolaydı fakat bu durumu bazen iliklerime kadar hissetmek beni her zaman yaralıyordu. Bir tür çıkmazdaydım aslında. Sürekli dolanıp duruyordum ama geldiğim yer hep aynı yer oluyordu. Hayat devam ediyordu ama ben hep aynı yerimde sayıyordum.

Güne güzel ve dinç uyanmak için sürekli erken kalkıyordum.

Zaten istesem de geç uyanabilme gibi bir imkanım olmuyordu. Hem uyku problemine sahiptim hem de hayatımı devam ettirebilmem için çalışmam gerekiyordu.

Yine de bunların haricinde sabahları işe gitmeden önce yürüyüşe çıkmak gibi rutinim vardı.

Şu an da yürüyüşe çıkmak için ufak tefek hazırlıklarımı yapıyordum. Öyle aman aman bir hazırlama değildi benimki elbette. Eşofman takımı giyip kulaklığımı cebime atmak kadar kısa ve sade bir hazırlanma.

Hazırlıklarımı yaptıktan sonra odamdan çıkmıştım ve kutu gibi bir eve sahip olmam sayesinde çok da uzun sürmeden mutfağa ulaşmıştım.

Midem çoğu şeyi kabul etmiyordu. Sürekli iştahsızdım ve bu durum ne kadar spor yapmaya çalışsam da vücuduma yansıyordu. Çelimsiz olmamı da buna bağlayabilirdik bence. Çok da uğraşmadan mısır gevreğimi hazırlayıp küçücük salonuma geçtim. Kutu gibiydi ama sonuçta benim evimdi. Yani en azından başımı sokacak yerim vardı.

"Tarçın günaydın anneciğim."

Sanırım uzun süreden beri hayatımda olan dostumdu Tarçın. Sapsarı tüylere sahip obez bir kediydi. Tamamen benim zıttımdı. Çok yer çok uyur ve sürekli hareketsiz dururdu. Tembel bir yavruya sahiptim. Tabii ki bana katlanabildiği için bu tür şeyleri görmezden gelebiliyordum.

Tanışmamız ise buruk bir olaya dayanıyordu. O da tıpkı benim gibi kimsesiz ve istenmeyendi. Daha doğrusu yavruyken eski sahibi onu sokağa atmıştı. Ki bulduğumda hastalıktan ölmek üzereydi. Soluğu nasıl veterinerde aldığımı hatırlamıyordum bile. İnsanların umursamazlığı bazen beni çıldırtıyordu. Bu tür şeyler çocuk oyuncağı değildi. Sorumluluk almasını bilmiyorsan sahiplenmeyi düşünmeyecektin. Heves etmek güzel şeydi ama sonunu düşünmek her şeyden çok daha önemliydi. Söz konusu bir candan bahsediyorduk.

Kucağımda Tarçın'ın tüylerini okşarken aynı zamanda mısır gevreğimi bitirmeye çalışıyordum.

"Bugün kafeye gideceğim Tarço malum annenin para kazanması lazım değil mi? Gerçi bu gidişle sana mama yetiştiremeyeceğim diye korkuyorum ama bakalım hayırlısı."

Tarçın dediklerimi hiç umursamadan kucağımdan atlayıp mama kaplarının yanına gitmişti.

"Mesajı aldım Tarço. Bekle mama paketini alıp geliyorum."

ATROPOS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin