episode 11

21 0 0
                                    

Merhaba 🪐

Geceyi Kurtar-Kelebek

Keyifli okumalar

"Toplantıyı burada sonlandırıyorum arkadaşlar. Her şeyi en ince detayına kadar açıkladığımı düşünüyorum. Aklınızda soru işaretleri kaldıysa sormanız için şu an son şansınız. Odadan çıktıktan sonra 2 gün içerisinde projeleri teslim edeceksiniz çünkü."

Bu gerici konuşmadan sonra çalışanların aklında soru işareti olmasa bile gerilmekten de kendilerini alıkoyamamışlardı.

Zaim; herkesi süzmüş, kimseden soru gelmediğinde ise bilgisayarını kapatıp ayağa kalkmıştı.

"Güzel! O zaman kolay gelsin arkadaşlar."

Sonrasında ise asistanından sade bir türk kahvesi isteyip odasına doğru gitmişti.

Toplantı bitmişti bitmesine fakat onun yapması gereken daha çok iş vardı.
Ama öncesinde uzun zamandır ertelediği maillerini kontrol etmeliydi.

Sade kahve eşliğinde maillerine göz gezdirirken yabancısı olduğu bir mail dikkatini çekmişti.

Herhangi bir şirkete bağlı hesap değildi daha çok kişisel bir hesaptı.

Bu durum Zaim'in meraklanmasına yol açtı. Çünkü kullandığı bu mail hesabı iş yerinde kullandığı ve sadece iş görüşmeleri, proje teslimlerini aldığı hesaptı.

"Benim çok sevdiğim bir söz vardır Zaim Soydan. İnsanlar yaptığının bedellerini ödemeden ölmezmiş. Bundan banane diyebilirsin ki eminim de demişsindir. Ama yıllar önce yaptığın ve ortaya çıkmasını engellediğin olayı iyice örtbas edemedin Zaim. Neler olduğunu neler yaptığını biliyorum ve bunu sana ödetmeden ölmeyeceğim, ölmeyeceksin."

Çılgına dönmek.

Zaim'in şu an hissettiği tek şey dehşetti.

İmkansızdı. O gün yaşanılanların bilinmesine imkan yoktu. Birilerinin onunla dalga geçtiğini düşünüyordu. Bunun başka bir açıklaması olamazdı çünkü.

Sinirlerinin bozulduğu o anda masaya fırlattığı telefonu alıp ezbere bildiği numarayı tuşladı.

"Bana bak! Kısa keseceğim, akşam derhal mekâna geliyorsun. Anlatacaklarım var."

Karşı tarafa cevap hakkı tanımadan kapatacaktu fakat ondan önce davranmıştı telefondaki kişi.

"Zaim! Bizim işimiz bitti artık seninle. Sana beni rahatsız etmemen gerektiğini söylemiştim."

Zaim'in istemsizce sesi yükselmişti.

"Bak! Önemli olmasa zaten aramazdım seni ama bilinmeyen bir mail aldım. Benim başım yanarsa seninkini de yakarım duydun mu? Geleceksin o yüzden."

Ve evet bu sefer cevap hakkı tanımadan kapatmıştı telefonu. Biliyordu ki son cümlesinden sonra istemese de gelmek zorundaydı.

"Güzel karım, canım kızım."

Uzun zaman sonra ilk defa gelmişti can parçalarının mezarına. Utanıyordu onlardan. Buna sebep olanlara cezalarını kesememişti. Hâl böyle olmuşken nasıl gelirdi onların mezarına.

Onlar olmadan hep eksikti, hayatın tadı tuzu yoktu.

Bir yandan karısının çok sevdiği papatyaları mezarına dikerken bir yandan da onlarla konuşuyordu.

"Uzun zamandır gelemedim biliyorum ama kızmayın bana. Bir daha arayı bu kadar çok açmayacağım. Geçen gün eski fotoğraflarımıza bakıyordum karıcığım. Sonra bu fotoğrafı buldum."

Cebindeki fotoğrafı çıkartıp mezar taşına doğru tuttu.

Yasemin Soydan.

Canının en içi.

Kızları daha doğmamışken çıktıkları ilk ve son piknikti.

Fotoğrafı mezar taşına bırakıp kızının mezarına geçti bu defa.

Ahu Soydan.

Daha kokusuna doyamamışken kollarından koparılan kızı.

"Ahu'm senin sevdiğin çiçeği öğrenebilmek nasip olmadı bana. O yüzden sana da papatya getirdim bu defa."

Ağlamamak için kendini sıkarak dikti çiçeği.

Alışamıyordu yokluklarına yapamıyordu, yaşama tutunmaya çalışıyordu ama çok zordu.

Nefes alma sebepleri kopmuştu kollarından.

Zahir hep kocaman bir ailesi olacağını düşlerdi. Karısı, yeni doğmuş kızı ve nasip olsaydı şayet doğacak çocukları.

Nasip olamamıştı, ailesini koruyamamıştı. Ama biliyordu bu dünyada değil öbür dünyada kavuşacaktı ailesine.

Geçiş bölümü olsun istedim. Aslında ne kadar geçiş bölümü olsa da kurgu için önemli detaylar içeriyor.

Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen. Geri dönütleriniz benim için çok önemli.

Kendinize iyi bakınn.

Tekrar görüşmek dileğiyleee 💖🌸

ATROPOS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin