Bugün de uyandım. Sırtım ağrıyordu. Biraz oturdum. Minho elinde tepsi ile geldi, bıraktı ve gitti. Tedirgin görünüyordu. Ben de birkaç lokma attım ağzıma. Saat öğlendi sanırım. Minho geri geldi. Tepsiyi aldı götürdü. Sonra tekrar geldi.
-Üzgünüm, dedi ve gitti. Neler oluyor? Umarım kötü bir şey olmamıştır.
Baya vakit geçti. Burada hiçbir şey yapılmıyor ki. Saatler geçmiş olabilir. Minho aceleyle geldi. Ayağa kalktım. Bana sarıldı ve sadece şunları söyledi.-Hoşçakal, seni sevdiğimi unutma. Beni de unutma. Ben hep senin yanında olacağım.
Bunları söyledikten sonra kapıyı açık bıraktı ve gitti. Hiçbir şey anlamıyordum. Çıkmalı mıydım? Biraz bekledim. İçeriden sesler geliyordu. Sonra polisler benim olduğum odaya geldi.
-Beyfendi, kimsiniz?
-Han Jisung.
-Bizimle emniyet gelin.
Polisler beni aldı ve arabaya bindik. Emniyete geldik. Beni sorguya aldılar. Beni kimin orada tuttuğunu soruyorlardı sürekli. Ama söylemek istemiyorum. Onu ele vermek istemiyorum. Yüzü maskeliydi görmedim falan dedim. Sonra beni serbest bıraktılar. Eve gittim. Biraz uzandım. Acaba neredeydi. Numarası da yok. Felix şehir dışına iş için gitmiş. Yani yalnızdım. Minho neredesin? Ben neden onu merak ediyorum bilmiyorum. Onun için endişeleniyorum. Umarım iyidir. Telefonum çaldı. Gizli numara arıyor. Açtım. Sesi tanıdıktı ama tanıyamıyordum.
-Jisung, iyi misin?
-Kimsin?
-Benim, Minho. Ben, ben çok üzgünüm. Sana bunları yaşattığım için.
-Minho nerdesin? İyi misin?
-Beni boşver. Sen iyi misin?
-Ben iyiyim Minho, sen? Sen iyi misin?
-İyiyim, ben senin için çok üzgünüm. Ben böyle olsun istemedim.
-Minho, neler oluyor? Neden böyle konuşuyorsun?
Minho ağlamaya başladı. Çok meraklanmıştım. Çıldırıyorum telefon başında.
-MİNHO NE OLDU SÖYLE ARTIK!
-A-ailen...
-Ne olmuş aileme?
-Onlar...
-Minho söylesene neler oluyor?
-Onları öldürmüşler.
Minho daha çok ağlamaya başladı. Duyduklarıma inanamıyordum. Onları öldürmüşler mi? Ama kim yapar bunu?
-Ben gerçekten üzgünüm. Ben hiç böyle olmasını istemedim. Benim seni orada tutma sebebim de buydu. Senin peşinde olan insanlar vardı. Seni öldüreceklerdi. Ama onlara engel olamadık. Şimdi ise onlarda ölüler. Jisung ben böyle olsun istemedim. Ben böyle olacağını bilmiyordum. Lütfen bir şey söyle.
Şoka girmiştim. Ama onun bir suçu yoktu. İntikamını da almıştı.
-Senin suçun yok Minho.
-Hayır, hepsi benim suçum. Belki de seninle tanışmasaydık böyle olmazdı. Belki bara gelmeseydiniz böyle olmazdı. Hepsi benjm hatam. Ben bu suçla yaşayamam Jisung. Keşke hiç konuşmasaydık. Seni seviyorum.
-Minho du-
Telefonu kapatmıştı. Ne yapacaktı? Off Minho Off. Numarayı tekrar aramayı denedim. Ama meşgul. Açmıyor. Ne yapıyorsun Minho? Telefonla oyalandım biraz. Saat geç olmuştu. Oyalanırken istemeden uyumuşum.
![](https://img.wattpad.com/cover/341479689-288-k97051.jpg)