Uyandım. Felix danası her zaman ki gibi yatıyor. Ondan da bu beklenirdi. Uyandırmadım. Ona güzel bir kahvaltı hazırlamak için kalktım ve mutfağa gittim. Mutfakta soda şişesi vardı. Ama Felix sodadan nefret ederdi. Yine ne boklar yedin Felix. Kahvaltı hazırladım. Tam her şeyi koydum Felix esneye esneye geldi.
-Günaydın danacık
-Günaydın, dedi gülerek.
-Hadi otur yiyelim. Sonra yine ne yaparsın bilmem. Ben calışmaya gidicem.
-Tamam , akşam gelmek istediğinden emin misin?
-Bunu akşam konuştuğumuz için daha söylemicem. Ve kararım kesin!
-Tamam tamam, kızma. Çıkıyorum.
-Görüşürüz.
Felix gitti. Bende masayı falan topladım. İşe gittim. 3 saat çalıştım. Sonra geldim. Yemek yedim. Sonra yine topladım. Saat 21:00. Felix gelince hemen gidicez. Ama beni oyalıyor sanki. 21:15 te Felix geldi. Kapıyı duydum ve kapıya gittim.
-Hazırsan çıkalım. Ama emin misin? Tekrar soruyorum.
-Eminim, gidelim.
Evden çıktık. Uzun süre yürüdük. Sonra dağlık bir yere geldik. Ormanların içinde bir yerdi. Felix'i annesinin peşinden giden küçük çocuklar gibi takip ediyordum. Küçük bir yerin önüne geldik. Başında 22-23 yaşlarında görünen biri vardi.
-Felix, hosgeldin, dedi benden kaç yaş büyük olduğunu bilmediğim adam.
-Bu kim? Yoksa yeni müşteri mi?
-Pek sayılmaz, dedi bana bakarak.
O, sadece benim yanımda geldi.Felix bana döndü ve kulağıma yaklaştı
-Deneyecek misin?
Evet anlamında başımı salladım.
-Biz iki tane alalım.
-Sadece seninle gelmemiş galiba, dedi ve bana döndü.
Adın ne?-Jisung.
-Güzel, bende Minho. Memnun oldum.
-Bende.
Adamın bakışlarında bir değişiklik vardı. Garip bakıyordu. Daha sonra bize iki şişe verdiler. Önce kokladım. Değişik ama güzel kokuyordu. Felix'e baktım. O çoktan içmeye başlamıştı. Bende bir yudum aldım. Değişik ama güzel bir tadı vardı. Tatlıydı biraz. Felix tatlı şeyleri çok sever. Şimdi onu anlıyorum. Bir yudum daha aldım. Gerçekten güzeldi. Adam bana döndü ve boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
-Nasıl Jisung? Seni daha sonralarda görecek miyim?
-Pek sanmıyorum.
-Neden öyle diyorsun? Sırıtmaya basladı.
Fikrin değişirse ben buradayım, dedi sırıtmasını devam ettirerek.-Tamam, dedim ve Felix'e gitmek için gözlerimi çevirdim. O da anladı ve Minho'ya dönerek:
-Biz artık gidelim. Belki sonra geliriz, dedi.
-Bekliyor olacağım Felix, bana dönerek
Seni de bekleyeceğim Jisung.-Görüşürüz Minho.
-Görüşürüz.
Eve gittik ve ben hemen yattım. Felix'te yattı. İkimizde uyuduk.
