0.6

157 29 45
                                    

Yine yağmurlu bir gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yine yağmurlu bir gün. Hyunjin'in en sevdiği... Cam kenarındaki koltuğunda oturmuş müzik dinlerken kucağındaki defterine bir şeyler karalıyor. Aynı zamanda da mırıldanmayı ihmal etmiyordu tabi.

Minho ile konuşmalarının üzerinden dört gün geçmişti bile ve dört gündür evden dışarı adımını atmıyordu. Arada Minho onu arıyor nasıl olduğunu sorup işine geri dönüyordu. Aslında onu da pek anlamış değildi henüz. Çalıştığı kafe kendisine aitti ama o patronu olduğu işletmede garsonluk yapmayı tercih ediyordu. Bu dünyanın en saçma şeyi olsa da konu Minho olduğundan sorgulamadı şu zamana kadar hiç.

Basit resmi bittiğinde kalemini indirip defterine üfledi tozları gitmesi için. Aklında bir şey olmadan almıştı kalemi eline. Belli bir şey yoktu çizdiği ama karşısında o tren istasyonunda önüne atladığı tren duruyordu işte. Bu biraz ürpermesine sebep oldu. Defterin sol köşesine tarihi atıp kapattı hemen. Camın kenarda ki kahve fincanına gitti eli ama fincanın boş olduğunu gördüğünde bıkkınca nefesini verip ceplerini yokladı.

Her zaman içtiği sigaranın paketini çıkardığında ümitle açtı ama o da boştu. Önceden bu kadar içmezken şimdi bu kadar abartması normal değildi ama canı deli gibi sigara ve kahve istiyordu. Evde ise ne kahvesi ne sigarası vardı şu an.

Ne kadar üşense de oturduğu yerden kalkıp hazırlandı hızlıca markete gitmek için. Telefonunu ve cüzdanını montunun cebine atıp beklemeden çıktı. Kafenin olduğu tarafa giderse Minho ile karşılaşabilirdi. Bu yüzden ters yöne dönüp başka bir markete ilerledi. Yağmurda yürümeyi severdi. Sırf bu yüzden hasta olacağını bile bile şapkasını kapatmaz yağmurun saçlarını ıslatmasına izin verirdi şimdi yaptığı gibi.

Bir iki sokak ötedeki bir markete geldiğinde içeri girdi direkt. Bedeni karşılaştığı sıcaklık ile gevşerken ıslanan saçlarını düzeltti. Önce gidip sevdiği kahvelerden aldı. Gözüne takılan birkaç çikolatayı da aldıktan sonra kasaya geçip sigarasını da söyledi kasiyere. Aldıklarını poşete koyup çıkacakken adını duyması ile duraksadı. Arkasını döndüğünde Chan elindeki yiyeceklerle dikiliyordu.

"Beni bekler misin lütfen."

Hiçbir şey demeden kenara çekilip sırtını duvara yasladı. Poşetin içinden sigarasını çıkartıp üstündeki paketini çıkarırken düşünüyordu aynı zamanda da. Minho o gün geldiğinde Chan'a daha insancıl davranması hakkında tembihlemişti onu. Uzunca konuşup azarlamıştı hatta. Şu an içinden çekip gitmek gelse de bunu yapmayıp dikildi öylece. Chan birkaç şey daha alıp ödemesini yaptı hızlıca.

"Beklemeni beklemiyordum açıkçası. Gidersin diye tahmin etmiştim."

Yan yana marketten çıktılar. Yağmur hala devam ediyor olsa da azalmıştı ve ince damlalardan ibaretti artık. "Çok mu kaba davranıyordum sana karşı?"

Chan kendi evine doğru yürümeye başladığında Hyunjin de sorgulamadan onun yanında ilerledi.

"Yani... Biraz öyleydi ama benim için sorun değil. Depresyonda gibisin, seni anlayabi-"

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin