0.3

206 40 8
                                    

"Yok işte hiçbir yerde yok, bulamıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yok işte hiçbir yerde yok, bulamıyorum. Orada unutmuş olmalıyım Hyung. Etrafa iyice baktın mı?"

Telefonu hoparlörde masanın üstündeydi. Kendisi ise odanın altını üstüne getirmiş defterini arıyordu. Kafeye giderken yanına aldığına emindi. Çünkü defteri çıkarıp tek maddeli aptal bir liste yapmıştı.

Sonrasında ise... Çıkarken çantasına koyup koymadığından emin değildi. Eğer çantasında yoksa mutlaka kafede unutmuş olmalıydı.

"Yok burada Hyunjin. Ayrıca zaten burada bırakmış olsaydın mutlaka biri getirirdi. Başka bir yerde düşürmüş olabilir misin?"

Bıkmış bir şekilde yatağa bıraktı kendini. Telefonunu eline alıp hoparlörü kapatırken kulağına götürdü. "O defterin benim için ne kadar değerli olduğunu az çok biliyorsun Hyung. Eminim, kafeden çıkarken çantamda yoktu. Masada unutmuş olmalıyım."

O, basit bir çizim defterindense bir günlük gibiydi Hyunjin için. Gün içinde hissettiklerini yazıya dökmek yerine çizerdi. Kalemi ile beyaz sayfada birkaç çizgi bırakmak daha rahatlatıyordu onu.

Ayrıca defterin çok eski olması da başka bir önemli kısımdı. O trafik kazasından önce babası almıştı defteri Hyunjin'e. Babasından gelen bu hediye bu genç için her şeyden değerliydi.

Minho çalışanlara soracağına ve bir gelişme olursa arayacağını söyledikten sonra kapattı telefonu. Hyunjin ise yine ve yine odasında tek başına kaldı. Defterini kaybetmiş olma ihtimali onu mahvederken derin bir nefes bıraktı dışarı doğru.

Yatağından kalktı ve telefonunu cebine atıp çıktı odasından. Hava çoktan karardığı için mutfağa geçip bir şeyler hazırladı kendine. Dolap uzun zamandır alışverişe gitmediği için bomboştu. Yine de birkaç ufak şey bulup doyurdu karnını. Sonra ise her akşam yaptığı gibi belki de yüzlerce kez izlediği filmlerden birini yeniden açıp izledi. Artık yeni bir şeyler bulmakta zorlanıyordu.

Saat iyice geç olduğunda daha fazla zorlamazdı kendini. Odasına geçmeden oturduğu koltukta uzanıp uyudu. Arka planda televizyon hala açıktı. En azından gün içinde çıt çıkmayan evde tek ses televizyon oluyordu.

―☀︎︎―

Dört gün geçti defterin kayboluşunun üstünden. Hyunjin'in ümidi kalmamıştı artık. Yine de günlüğü olarak kullandığı çizim defterinin kaybolması zaten olmayan moralini iyice düşürmüştü. Önceki gün gidip kendine yeni bir defter almıştı ama onun da kapağını bile açtığı söylenemezdi.

Her zaman geldiği kafeye yeniden geldiğinde kapşonunu indirip içeri girdi. Dışarıda yine yağmur vardı. Bu sefer bardaktan boşalırcasına yağdığı için ıslanmıştı Hyunjin.

Kısaca üstünü düzelttiğinde içeri doğru adımladı. Bugün çok olmasa da kalabalıktı kafe ama şanslıydı ki istediği yer boştu. Dudaklarında ufak bir gülümseme oluşurken adımlarını o yöne çevirdi. Üstündeki montunu çantasını çıkartıp köşedeki koltuğa kendini bıraktı.

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin