2.3

95 20 6
                                    

Aynı şekilde yorum oya göre diğer bölümü de geciktirmeden atacağım 🩵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynı şekilde yorum oya göre diğer bölümü de geciktirmeden atacağım 🩵

Chan gideli tam beş gün olmuştu ve Hyunjin evde özleminden delirmek üzereymiş gibi hissediyordu kendini. Her gün konuşuyor olsalar da yanında olsun istiyordu. Ayrıca Minho ve Felix de onu yalnız bırakmıyordu hiç.

Tabii yeni bir gelişme olan Minho ve Felix'in sevgili olması bu sıralar gündemleriydi. Zaten sürekli yan yana gezinen ikili şimdi daha da yapışık olmaya başlamışlardı. Ayrıca o ikisinin Jisung ve Changbin ile çift randevusuna çıkması da ayrı bir olaydı. Minho'nun böyle etkinliklere katılan biri olmadığını biliyordu Hyunjin ama arkadaşı değişmişti ve bunu net bir şekilde görebiliyordu.

Yine de onun bu hali Hyunjin’i mutlu ediyordu. Saçma hastalığını düşünmeyip başka şeylere odaklanması, Felix'in onu asla yalnız bırakmamasını seviyordu ne kadar şu sıralar biraz dışlanıyor olsa da. Gittiğinde geride bıraktığı Minho'yu ayakta tutabilecek Felix vardı. Ama aynı şeyi Chan için düşündüğünde kalbinin sıkıştığını hissedebiliyordu. Bunu birkaç kez derince düşündüğünde kalbindeki ağrı ile baş etmek zorunda kalmıştı.

Bazen bu yüzden kendini kötü hissediyordu. Chan'ın hiçbir şeyden haberi olmadan onu sevmesi ve hayatı yolunda bir şekilde devam etmesi Hyunjin’i üzüyordu.

Bunu daha fazla düşünmemeye karar verip başını iki yana salladı. Artık içindeki 'Ona her şeyi anlat' hakkındaki sesi duymak istemiyordu. Üstündeki beyaz uzun kolluyu düzeltip kalın, siyah üstüne beyaz kareli gömleğini geçirdi. Saçlarının da her zamanki gibi bir kısmını geride topladıktan sonra kendisiyle çok uğraşmadan çıktı odadan.

Montunu ve çantasını alıp evden çıkacakken koridordaki boy aynasında kendini gördüğünde duraksamış ani bir kararla geri dönüp birkaç tane de takı takmıştı. Şimdi kendini daha iyi hissederken montunu giyinip çıktı hızlıca evden. Bugün kafede Minho'ya yardımcı olacaktı.

Sabah kalktığında Chan'la görüntülü de konuştuğu için keyfilydi. Ayrıca sevgilisinin iki gün sonra geri dönecek olacak olması Hyunjin’i daha da çok keyiflendiriyordu.

Kısa yürüyüşün ardından kafeye geldiğinde içeri girip hiçbir yere uğramadan personel odasına geçti. Montunu çıkartıp asarken kasaya geçeceği için önlük takma gereği de duymadı. Telefonunu da pantolonunun arka cebine sıkıştırıp kasaya koşuşturdu. Bugün kasada çalışan kişinin hastane randevusu olduğu için o dönene kadar yerine bakacaktı sadece.

"Seni bu iş aşkın yok mu... Önce yanıma gelip merhaba deseydin keşke."

Arkasından gelen Minho ile ona gülümseyerek baktı. "Bugün kalabalık olduğunu söylemiştin yanlış mı hatırlıyorum? Çalışıyorum işte daha ne istiyorsun?"

"Gerçekten bir şey demeyeceğim sen olmasan nasıl hallederim çoğu şeyi bilmiyorum."

Minho'nun içten bir şekilde söylediklerine karşı güldü ve kolunu omzuna atıp arkadaşını kendine çekti. "Bana bu kadar aşık olduğunu belli etme ya nolur. Felix dikkat etsin çalacağım seni ondan." uzanıp Minho'nun yanağını öpmeye çalıştığında Minho iğrenmiş bir surat ifadesi ile Hyunjin’i iterek geri çekildi. "Cıvıdın şu an. İşinin başına dön çabuk. Boşuna mı maaş veriyorum size ben."

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin