1.3

128 26 36
                                    

"Sadece kafam ayıkken seninle öpüşmek nasıl hissettiriyor onu merak etmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sadece kafam ayıkken seninle öpüşmek nasıl hissettiriyor onu merak etmiştim.''

Chan, hala Hyunjin'in belinde olan elleriyle öylece dururken duyduklarına karşılık ne diyeceğini bilemedi. Yutkundu. Dilini dudaklarını üzerine gezdirdi göz temasını kesmeden. "Nasıl hissettiriyormuş peki?"

Sorduğu soru ile kısa bir sessizlik oluştu. Odadaki tek ses hala arka planda oynayan o saçma sıkıcı filmden ibaretti. Hyunjin'in gözleri kısıldı, dudaklarını büzüp düşünüyor gibi gözüktü bir süre. Nasıl hissetmişti sahi? Kesinlikle kötü değildi. Biraz huzurlu, biraz da özgür... Chan gerçekten de onu iyi hissettiriyordu.

Derin bir nefes aldı. Hala kucağında olduğu adamın ensesindeki sarı tutamlarla oynamaya devam etti. "Seni öpmek sanki.. Sanki zaman durmuş gibi hissettiriyor. Bu çok değerli. Emin ol bu benim için gerçekten çok değerli." Gözlerini kaçırıp kısaca etrafta gezdirdi ve geri buluşturdu bakışlarını.

Chan ondan basit bir kelime beklerken aldığı yanıt karşısında kaşları havalandı. Onu hala çözebilmiş değildi açıkçası. Bazı cümlelerinin altında bazı anlamlar yattığını anlasa da ne olduğunu anlamıyor ve bunu sorgulamaktan vazgeçiyordu. Kaçıyordu kısaca. Eğer söylemek istese söylerdi çünkü.

"Sarhoşken beni öpmüş olman hoş değil evet. Her ne kadar bunu ben istemiş olsam da kafam yerinde değildi tamam mı? Ama saçma olan şu ki ben bunun için kızamıyorum sana. Sadece seni tekrar öpmek geliyor içimden. Tekrar zamanı durdurmak ve o zamanda seninle kalmak istiyorum. Bunu belki saçma bulabilirsin ama-"

"Hayır, saçma bulmadım. Bunun için özür dilerim öncelikle. O an ne yaptığımı ben bile fark etmedim ve birden bire oldu ama bana sorarsan ki pişman mısın?" duraksadı, alt dudağını hafif sarkıtıp başını iki yana salladı. "Hayır pişman değilim. Belki yine aynı durumda olsak yine yapardım o hatayı ama yaptığım en güzel hatalardan biri olurdu."

Hyunjin, onun bu basit flörtleşme cümlelerine gülerken ensesindeki ellerini omuzlarına indirdi yavaşça. Chan da onun sessiz kalmasıyla devam etti konuşmasına.

"İstasyonundaki o gün... Orada bir işim vardı. Aktarma için oradaydım ve oturup etrafı izliyordum. Sonra birini gördüm. Sırtında çantası, belki çantasının ağırlığı belki de hayatın ağırlığı ile düşmüş omuzları.. Öyle kendinde değildi ki adımları. Ben de kendimi onu izlerken buldum. 'Ne yapmaya çalışıyor bu' dedim içten içe. O kadar yaklaşmıştı ki uca, korktum."

"O gün orada kolundan tutup seni çektiğimde aslında seni hayata değil kendi hayatımın içine çektim. Bunun farkındaydım da. Demiştim ya sana hani 'Ölmek sana yakışmaz' diye." durdu, Hyunjin'in dolan gözlerine karşılık güldü. Belindeki parmaklarını yukarı çıkartıp gözlerinin önüne düşen saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdı nazikçe. Hyunjin ise devam etmesi için başını salladı sadece. "O an sadece senin düşüncelerini değiştirmek için demiştim açıkçası. Ölüm iyi kalpli kimseye yakışmaz çünkü."

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin