0.1

521 47 19
                                    

Etrafta insanlar, kalabalığın sesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Etrafta insanlar, kalabalığın sesi.. Hepsinin birer derdi var. Kimisi okuldan çıkmış ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek için burada, kimisi eve gitmek için acele ediyor, kimisinin iş telaşı, kimisi ise sessizce sadece metronun gelmesini bekliyor.

Hayatın akışı içinde birçok insan nasıl hissettiğini bilmez bile. Günün telaşı ve her yere koşturmak, insanların düşünmesini engeller. Ne zaman ki akşam olup rahat evinize girersiniz işte o zaman tüm gün kafanızın içinde zincirlediğiniz o düşünceler ele geçirir sizi. Üstünüze yorgunluk çöker birden. Buna ise genelde günün yorgunluğu deriz.

Bazıları ise gün içinde zincire vurması gereken o düşünceleri kilitleyemez. O düşünceler öyle güçlüdür ki tüm gün rahatsız eder sizi. Bütün gününüz verimsiz geçer. Gece yatağınıza girdiğinizde ise sadece 'Bugün berbat bir gündü.' cümlesi geçer içinizden.

Saat öğleni geçiyor, sonbahar mevsiminde olunduğundan dolayı hava erken kararıyor ve dışarıda gökyüzü kızıla boyanmış halde. İçerisi ise tam bir kaos ortamı. Metroya yetişmek için koşuşturan insanların gürültüsü kafasının içinde yankılanıyor. Bu rahatsız edici.

Kahverengi saçlı oğlan, yere çizilmiş sarı şerite bakıyor uzun zamandır. Normalde binmesi gereken metro bir saat önceyken o hala olduğu yerde bekliyor. 

'Sarı çizgiyi geçmeyiniz.'

Basit bir cümle aslında ama bu cümle oğlanın kafasının içinde dönüp dolaşıyor dakikalardır.

Yalnızca üç saat önce gayet güzel bir gün geçirirken aldığı son haber ile dünyası başından aşağı yıkılmış halde. Ara ara göz pınarlarından süzülen damlalar insanların ona anlamsız bakışlar atmasına sebep oluyor.

Bu kadar basit miydi her şey? Bir insanın hayatının mahvolması bu kadar kolay mıydı gerçekten?

Tek omzuna taktığı sırt çantasının kolunu daha sıkı kavradı. Evde onu bekleyen bir ailesi yoktu. Ya da bir arkadaşı? Hayır hiçbirinin umrunda bile olmazdı belki de.

İleri doğru bir adım attı ayaklarını sürüyerek. Belli belirsiz küçük bir adımdı ama ona dev bir adım gibi gelmişti.

Çantasının kolunu daha sıkı kavradı mümkünmüş gibi. Bir adım daha attı. Bedeninin titrediğini hissedebiliyordu şu an.

Uzaktan metronun sesini duydu belli belirsiz.

Biraz daha yaklaştı uca. Ayakları sarı çizginin üstündeydi şu an. Yazılı bir kuralı çiğnemişti ama umrunda değildi bu. Dudaklarından bir hıçkırık kaçtığında gözlerini kapattı sıkıca. Metronun sesi daha yakından geliyordu artık.

Basit bir kurtuluş yolu... Bu günden sonra artık daha da mahvolcak hayatından kurtulmak için bir şans. Tek bir adım ile rahatlayacak belki de. O böyle düşünüyor en azından.

İntihar bir kurtuluş değil mi zaten? Bu berbat ötesi, insana bir gram bile değer vermeyen dünyadan kurtuluş... Belki bir rahatlığa kavuşma anı? Biraz huzur, biraz da mutluluk...

Biraz daha yaklaştı öne doğru. Adımları küçüktü. Korkak adımlarla gidiyordu, sanki botları zemine çivilenmiş gibiydi. Adım atmakta o kadar zorluk çekiyordu ki sürünüyordu yerde ayakları.

Omzundaki çantası aşağı kaydı. Onu sıkıca tutan parmakları gevşedi ve çanta yere düştü. Bu geniş alanda tok bir sesin çıkmasına sebep olurken o gözlerini daha da sıktı görmemek için.

Biraz cesaret, tek ihtiyacı buydu ve kalbi ağzında atan çocuk o cesareti bulduğu anda düşünmeden boşluğa doğru büyük bir adım attı. Metro o kadar yakınındaydı ki varlığını bütün vücudunda hissedebiliyordu.

Ama bir şey oldu.

Kurtuluş olarak tanımladığı yola büyük bir adım atan Hyunjin, kolundan tutulup sertçe geriye çekilmesi ile yeniden iğrenç hayatının içine geri düşmüştü.

Etraftaki insanların meraklı konuşmaları ve onu çeken adamın "Ne yaptığını zannediyorsun sen?" sorusu başaramadığını kanıtlar nitelikteydi.

Ne zamandır tutmaya çalıştığı hıçkırıklarını serbest bırakırken oturduğu yerde bağırarak ağlamaya başladı. Etrafındaki insanların hiçbiri umrunda değildi. Kendi hakkında ne düşündükleri veya ne söyledikleri...

Kısa bir süre etraftaki sonra sesler azaldığında Hyunjin hala dizlerini kendine çekip kollarını dolamış, başını da öne eğmiş bir şekilde ağlamaya devam ediyordu.

Omzuna dokunan parmaklar ile yavaşça başını kaldırıp karşısındaki adama baktı. Onu tanımıyordu. Sarı dalgalı saçları ve sert bir yüzü vardı. Az önce onu kenara çeken ve bağıran kişi de o olmalıydı.

"İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun? Gel biraz su iç, kötü gözüküyor gibisin."

Öncekine oranla daha yumuşak olan ses tonu Hyunjin'in alayla gülmesine sebep oldu. Kolunu karşısındaki endişeli adamın elinden kurtarıp zorlukla kalktı ayağa. Başı döndüğü için bir an sendelese de dengede kalmayı başardı.

"Bakın iyi gözükmüyorsunuz lütfen-"

Biraz ötede duran çantasını da yerden aldı. "Hayatımı mahvettiğin için sana teşekkür etmeyeceğim." çantasını yeniden omzuna taktı ve sarışın adama döndü. İşaret parmağını sertçe adamın göğsüne bastırdı. Yüzünde belli bir nefret vardı ve bunu karşı taraf da görmüştü.

"Kurtulmak için Bir şansım vardı. Bir cesaretim vardı ve sen bunu benim elimden aldın. Bu yüzden, seni tanımıyorum ama ömrüm boyunca seni asla affetmeyeceğim." söylediği şeye kendi gülerken elini indirip bir adım geri çekildi.

"Zaten çok da uzun sürmeyecek gibi duruyor."

Başka bir şey demeden ve adamın konuşmasına izin vermeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Etraftaki çoğu insanın hala gözleri üstündeydi. Bu rahatsız edici olduğu için adımlarını biraz daha hızlandırdı. Buradan ne kadar çabuk çıkarsa o kadar iyiydi çünkü.

İçinde var olan o cesaret kırıntısı da yok olmuştu artık ve kurtuluş yolu gözlerinin önünde yıkılıp gitmişti. Yine o aynı boşluğa düşmüştü işte. Onu mahvedecek olan hayatına geri döndüğü için berbat hissediyordu kendini. Sarsak adımlarını yolda devam ettirdi.

Nereye gittiğini bilmese de gitmek istiyordu artık. Böyle hiçbir şey düzelmezdi ama istiyordu işte. Uzaklaşarak hayatının eski haline dönmesini istiyordu.

―――――

Bu kurgum gerçekten çok hoşuma gitti ve büyük bir heyecan ile yazdım. Umarım istediğim gibi olur ve umarım beğenirsiniz ♡

26.10.22 - 01.25

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin