0.9

143 27 3
                                    

Burnuna gelen çorba kokusuyla birlikte gözlerini araladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Burnuna gelen çorba kokusuyla birlikte gözlerini araladı. Yayıldığı yatakta gözlerini tam açamadan doğrulurken hissettiği baş ağrısı ile yatak başlığına yasladı sırtını. Birkaç dakika boyunca öylece durdu. Kendini biraz daha ayık hissettiğinde gözlerini aralayıp etrafa bakındı.

Siyah bir dolap, masa, camın önünde orta boyutta bir koltuk vardı. Kendi odası değildi ve tanıdığı bir oda hiç değildi. En azından o an buranın neresi olduğunu çıkartamamıştı.

"Dün ne haltlar yedin sen? Hyunjin ne yaptın sen..." parmaklarını saçlarının arasından geçirip hatırlamaya çalıştı ama hayır, tek bir anı bile yoktu hafızasında dün geceye dair.

Evde tek tanıdık olan şey üzerindeki kıyafetlerden gelen hafif kokuydu ama bu kokuyu da çıkaramamıştı nereden olduğunu. Başı o kadar ağrıyordu ki daha önce geldiği bu odayı tanıyamamıştı bile.

Üstündeki yorganı atıp tereddütle kalktı yataktan. Kapıyı açıp odadan çıktığında çorba kokusu daha keskindi. Sarhoş olduğu zamanlarda Minho'nun sabah ona yaptığı çorbaydı bu. Küçük adımlarla ilerlemeye devam ettiğinde ev de tanıdık olmaya başlamıştı artık. Mutfakta gördüğü beden ise hiç sesini çıkarmadan kaçıp gitme isteğini tetikliyordu.

Üzerinde kolsuz siyah bir tişört, siyah bir şort ve kıvırcık sarı saçlarıyla Chan tezgahta bir şeylerle uğraşıyordu.

Tam arkasını dönüp gitmek için geriye doğru bir adım atmıştı ki "Oh Hyunjin! Günaydın." cümlesi ile durdu adımları. Derin bir nefes verip yavaşça Chan'a doğru döndü yeniden. "Günaydın..." ayaklarını sürüye sürüye masanın önüne geldiğinde sandalyeyi çekip oturdu.

"Başın ağrıyordur eminim ki. Önce bunu iç güzelce. Sonra sana bir ağrı kesici vereceğim." Chan doldurduğu kaseyi Hyunjin'in önüne bıraktı. Güzel kokuyordu ve Hyunjin emindi ki tadı da kokusu kadar güzeldi. Bu yüzden mırıldanarak teşekkür etti, kaşığını eline alıp sakince çorbasını içti.

Kase tamamen boşaldığında Chan masaya ağrı kesici ve bir bardak su bıraktı. Artık biraz daha uykusundan ayılmış olan Hyunjin ilacı içip sandalyede arkasına yaslandı. Hala düne ait hiçbir şey hatırlamıyordu ne kadar zihnini zorlasa da. Kafasında sadece gece vakti yağmurun altında evin önüne kadar geldiği vardı ve sonrası... Sonrası diye bir şey yoktu.

"Umarım gece seni zor duruma sokacak bir şey yapmamışımdır. Gerçekten çok üzgünüm. İçmemem gerekiyordu ve içsem de Minho'yu aramalıydım. Neden buraya geldim hiçbir fikrim yok."

"Hiçbir sıkıntı olmadı merak etme. Ayrıca hiç sorun değil. Bana gelmiş olmana sevindim. O havada dışarıda da kalabilirdin." Bir an tereddüte düşse bile söylemedi gece yaşadıkları o ufak anı. Eğer hatırlamıyorsa özellikle hatırlatmaya gerek yoktu. En azından Chan böyle düşündü.

The Loneliest | Hyunchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin