merhaba merhaba
nasılsınız
oylarsanız çok mutlu olurum🌟
iyi okumalar😔💗
🌀🌀🌀
"Uyumadığın anlaşılıyor salak kalk geç kalacaksın."
Chan'ın yatağımın dibindeki sesiyle pes ederek gözlerimi açtım."Senin yok mu dersin?" tam açmadığım gözlerle ona baktığımda gergin gözüken Chan konuşmuştu.
"Var da yarım saat sonra seninkinden, beraber çıkarız."
dediğine kafa salladığımda odadan çıkmıştı.Hazırlanıp kahvaltı için masaya geçtiğim zaman Hyunjin'i durgun bulmuştum.
"İyi misin sen?" dediğimle kafasını sallamıştı.
"Senin ilk dersin benimle değildi sanırım?" dediğimde yine kafasını sallamıştı ve ben de üstüne gitmemek için susup yemeğimi yemeye başlamıştım."Jeongin hızlı ol, çabucak ye." Chan'ın sesiyle son lokmalarımı da ağzıma sıkıştırıp hızlıca dişlerimi fırçalayıp çantamı almış ve kapıdaki Chan'a yönelmiştim.
"Hazırım babiş." diyerek ayakkabılarımı hızlaca giyinmiş ve ilerleyen Chan'a koşarak yetişmiştim.
"Hyun'un nesi var?" dediğimde önüne bakarak yürüyen Chan'la evden çıkıyorduk.
"Bilmem, uykusuz kaldı heralde." dediğinde olduğum yerde durup önden ilerleyen Chan'a baktım."Yalandan nefret eden birine yalan yakışmıyor Christopher." dediğimle Chan duraksayıp sokağın ortasında bana dönmüştü.
"İyiliğine de söylemiyorum Jeongin, irdeleme." dediği sıra önüne dönükken yürümeyi bırakmıştı."Hyunjin benim de arkadaşım ne olduğunu bilmeme izin ver. Chan, neyi var onun?" dediğimde yürüyüşüne devam ederek cevapladı beni.
"Birinden etkilenmiş önemli değil. Yakında unutur."
"Önemsizse neden iyiliğim için söylemediğini söyledin?""Jeongin kes şunu durumundan dolayı dedim. Sen kendi sorununla ilgilen eski sevgililerin sevgili ve sen her hafta başkasından hoşlanan arkadaşının birinden hoşlanmasında alt bir sebep mi arıyorsun?" dediğinde yüzüm düşmüştü.
"Daha önce hoşlandığı biri için böyle olduğunu görmemiştim ve bu kadar kırıcı olmana gerek yoktu, olabildiğince onları düşünmemeye çalışıyorum." dediğimde yine kendinden ödün vermeyerek önüne bakarak konuştu.
"Kırıcılık bu değil Jeongin ben olan bir şeyi söylediğimde bu seni üzüyorsa kırıcı olan şey ben olmam, olay olur." dediğinde onun fazlasıyla gerildiğini hissettim, sanırım fazla kurcalamıştım.
Dersime Hyunjin'siz girdiğim için ayrı bir durgundum onun varlığı bile enerji verirdi bana.
Acaba Minho ve Felix olayına fazla mı takılmıştım?
Felix'i sevmiyor olsam yine de bu kadar takılır mıydım?
Tabii ki takılırdım bu nasıl iğrenç bir durum.Bir dakika iç sesim az önce "Felix'i sevmiyor olsaydım?" mı dedi?
Ahh kafam, kafam yapma bana bunu istemiyorum.
Lütfen, lütfen, lütfen...
"Jeongin iyi misin?" gelen sesle kulaklarımı kapatarak yere çöktüğümü yeni fark etmiştim.Ders çoktan bitmişti ama ben bu daraltıcı ortamı terk edemeden köşede öylece kalmıştım. En son defterimi çantama atmıştım ama sonrası yoktu.
"Jeongin, ne oldu sana böyle?" önüme diz çöküp eliyle ateşim olup olmadığını algılamaya çalışıyordu Felix.Evet Felix, aman Tanrım Felix.
"Senin ne işin var burda?" dediğimle tökezleyerek ayağa kalkarken bana destek olmaya çalışan Felix'i dengemi sağladığımda ittirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful oblivion-jeonglix ✓
FanfictionGöz önündeki birini tam anlamıyla kaybedemezsiniz ya da yokluğu bazen sizi çok zorlamaz çünkü baktığınızda köşede oturuyordur ama hiç yoksa önemsiz gördüğünüz birini bile özleyebilirsiniz, elinizden tam anlamıyla gidince değere binebilir.