merhaba merhaba
lütfen bu bölüm kafanızı duvarlara vurmayın (ben yaptım)
🌀🌀🌀
hyunjin'
"Hyunjin." beni görmesiyle gülümseyen Minho suratıma bakınca iyi şeyler olmadığını anlamış olmalı ki gülüşü solmuştu.
"Konuşmaya geldim." kafa onayı veren Minho'dan sonra içeri girdiğimde direkt mutfağa girip ufak masanın sandalyelerinden birine oturdum.
Tam karşımda olan diğer sandalyeye oturan Minho gördüğüm en kötü haliyle bana bakıyordu ama sanırım benim kadar kötü durmuyordu çünkü malûm ben baya sulugözdüm.
"Hyunjin, korkuyorum. İstediğin kadar düşünebilirdin yani istersen biraz daha düşünebilirsin benim için sorun değil ben beklerim se-"
Çok fazla konuşursa ikna olurdum bu yüzden hoşuna gitmediğini bile bile sözünü kesiyordum.
"Benim için sorun Minho, bir sonuca varmadıkça kendime gelemeyeceğimi fark ettim, inkar etmeyeceğim anlaşıldığı gibi çok kötüyüm ve ağlamaktan başım ağrıyor artık."
"Hyunjin yapma bunu kendine, beraber olalım lü-" sus, Minho sus. Üzülüyorum, yapma Minho.
"Hayır, Minho ben istemiyorum." çok istiyorum seni, çok istiyorum çokta seviyorum Minho bakma bana öyle.
"Ne, Hyunjin birbirimizi seviyoruz değil mi? güvenini kazanmak için her şeyi yaparım, lütfen öylece bitirme çok seviyorum seni." masanın üstündeki ellerini birbirine geçirmiş ve zor bela beni ikna etmeye çalışarak konuşuyor gözlerimin içine bakıyordu.
"Sevgi yeterli olmayabiliyormuş, üzgünüm gerçekten ısrar etmesen olur mu? çok zorlanıyorum çünkü." gözlerimi kaçırdığım gibi sessizce bir şeyler mırıldandı ve sanırım küfürden ibaretti.
"Bana dön, bak kendinden ödün vererek yanlış yapıyorsun bırak onlar kabullensin bizi. Böyle yaparsan onların kölesi olursun, bencil ol Hyunjin." ellerini sıka sıka masayı istemeden sarsıp duruyordu ve konuşmak düşündüğümden daha zordu.
"Bencil olamam, kimse beni bir şeye zorlamadı hatta sana doğru geleni yap dedi Jeongin. Chan da istediğini yap dedi, kimsenin kölesi değilim ben." değilim, değilim Minho kafamı karıştırmayı bırak çünkü biraz daha devam edersen her şeyi siktir edip dudaklarına yapışabilirim.
"Jeongin bunu öylece demez Hyunjin belli ki senden daha iyi tanıyorum onu. Chan da suçlu hissediyor demek, bu kadar saf olma. Parmağında oynatıyor seni."
"Beni doldurmaya çalışma Minho, ben istedim ve öyle olacak. Aramızdaki ilişki bitsin istiyorum bence daha fazla konuşmaya gerek yok, gidiyorum ben." daha fazla konuşmamalıydık ya ağlayacaktım ya ağlayacaktım.
"Pişman olacaksın Hyunjin, bensiz kötü olacağın için değil toparlarsın ama değmediğini göreceksin, sadece bekle. Ne Jeongin'in ne de Chan'ın bunları hak etmediğini göreceksin." hayır bunlar sana dönmem için söylenenlerdi, dönemem Minho. Kendime bunu yakıştırmıyorum.
"Kaç Hyunjin, hiçbir şey için çabalama. Birkaç aylık yalan arkadaşlıkların için sevgilinden vazgeç."
Sevgilim mi? o zaman neden benden hiç sevgilin olmamı istemedin? neden bana daha önce hiç sevgilim demedin?
"Sen de birkaç aylıksın Minho. Bana dürüst olsaydın, başlamadan biterdi. Hoşça kal." bu fazla mı ağırdı bilmiyorum ama uzatmaması için saçmalamaktan başka şansım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful oblivion-jeonglix ✓
FanficGöz önündeki birini tam anlamıyla kaybedemezsiniz ya da yokluğu bazen sizi çok zorlamaz çünkü baktığınızda köşede oturuyordur ama hiç yoksa önemsiz gördüğünüz birini bile özleyebilirsiniz, elinizden tam anlamıyla gidince değere binebilir.