18. sen,

64 9 92
                                    

merhaba merhaba

🌀🌀🌀

En son yaşadığı şok üstünden günler geçen Hyunjin hiçbir şekilde şokunu belli etmemiş, az önce yediklerinin bulaşıklarını yeni alışmaya başladığı düzenden dolayı yıkarken ev arkadaşı mutfağa tekrar gelmişti.

"Bugün benim sıram değil mi? neden sen yıkıyorsun?" Jisung şaşkın şaşkın sorarken Hyunjin kira hatta hiçbir masrafa karışmadığı evde "kendimi kötü hissediyorum ve yapıyorum" diyemiyordu.

"Ne önemi var ben seviyorum böyle şeyleri, ben hallederim." Hyunjin ne kadar belli etmemeye çalışsa bile sözde yemeği hazırlayan Seungmin'e büyük yardımı aklına gelince Jisung'un anlaması zor olmamıştı.

"Beraber yapalım o zaman canım." Jisung kollarını sıvayıp en nefret ettiği şeylerden biri olan kirli bulaşıklara yüzünü ekşitmeden bakmaya çalıştı. "Ya ben durulasam?"

Jisung'un somurtkan duran suratına gülen Hyunjin gülümseyerek onayladığı çocuğa pisliğini aldığı tabağı köpükleyip uzatmıştı. "Canımsın fıstık."

Jisung'un gülerek su altında duruladığı tabakla dediğine Hyunjin duraksasa bile önemsemeden devam etmişti.

İşleri bitiren ikiliden sonra Hyunjin tezgaha oturduğunda Jisung, yorgunluktan yanakları kızaran çocuğa bakmıştı. "Yanakların al al olmuş." denilenle yüzünü kapatan Hyunjin utanmışken Jisung gülmüştü.

"Kapatma ya çok tatlı olmuş bence." gülmeyi sürdüren Jisung tezgahta oturan çocuğun önüne geçmişti. "İltifat etmiştim." dediğiyle yüzüne elleri yaslı Hyunjin'in iki elini de ellerine alıp çekerek çocuğun bacağında durana kadar çekmişti.

Ama altta kalan elini kaldırmamıştı bu da ellerinin tersini Hyunjin'in üst bacağına yaslamış olması demekti ve tabii ki Jisung bunu bilerek yapıyordu.

"Hadi bakalım iyi geceler." daha fazla zorlamayan Jisung bunu söylerken hafifçe çocuğun sağ bacağına iki kez vurup cevap vermesine kalmadan mutfaktan çıkmıştı.

Hyunjin giden çocuğun ardından öylece birkaç saniye baktıktan sonra tezgahtan inip odasına geçtiğinde yatağına uzanan Seung'un yanına uzanan Jisung'un kendisi hakkında konuştuğundan habersizdi.

"Görürsün ben tavlayacağım bu çocuğu." Jisung'un dediğine yorgun gözlerle gülümseyen Seungmin inanıyor gibi değildi. "Aynen, kesin olur bu."

"Neden inanmıyorsun, bence etkilendi." yaklaşıp Jisung'un saçlarını karıştıran Seungmin sabırla konuştu. "Olur ama bu kadar çabuk olmaz muhtemelen. Herkesi kendin sanma, genelde normal tipler bir zaman sonra sevişir."

Seung'un 'kendin sanma' hitabına sinir olan Jisung hırslanarak çocuğun yanından kalkmıştı. "Sanki benden çok farkın var da kendin diyorsun."

Jisung'un gerilmesini beklemeyen Seungmin'in kaşları çatıldı. "Öyle demek istemediğimi biliyorsu-"

"Biliyor muyum?" ayaklanmış Jisung'un önüne geçen Seungmin bu alınganlığı kesinlikle anlamlandıramamıştı. "Herkes bizim gibi rahat değil, herkes bizim gibi arkadaşım diyip grup yapmıyor Jisung. Bir şey demedim sadece umutlanma işte."

"İncinecek duygularımı ne zamandır önemsiyorsun ki sen." Jisung'un sessiz biçimde dediğiyle Seungmin bir şey anlamamıştı. "Ne?"

"Yok bir şey canım arkadaşım, uyu sen." kinayeli sözlerden sonra Seungmin'i dinlemeden odadan çıkan Jisung'la Seungmin ne yaptım ki diye düşünmeye başlamıştı.

🌀🌀🌀

Gecenin geç saatlerinde Hyunjin'in rüyasında gördüğü ve onu fazlasıyla etkileyen anlarla uykusunda çıkardığı seslerin farkında bile değilken ev arkadaşları bu seslere elbette ki uyanmıştı.

beautiful oblivion-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin