merhaba merhaba
kawga
benim yerime de söven yorumlar atın
🌀🌀🌀
"Jeongin ne saçmalıyorsun, kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyoruz ve sen geldiğin gibi bağırmaya başlıyorsun. Sorunun ne senin, ne aptal yerine koyması?"
Chan sinirle üstüme yürüdüğünde bu konuda haklı olması umrumda bile değildi.
"Minho ha? gerçekten bula bula Minho'yu mu buldun?"
Hyunjin'e bakarak ona söylediğimde bakışları değişip mahçup bir şekilde baktığında, sesi yumuşayan Chan bana yaklaşıp üstüne yürüdüğüm Hyunjin'den uzaklaştırmaya çalışmıştı.
"Bilmiyordu Jeongin."
"Sen karışma Chan, Hyunjin kendini savunabilir değil mi? Evet şimdi sen susuyorsun ve biz konuşuyoruz."
Kendimi sakin tutmaya çalışacağıma söz verdiğim her anımı yalanlar olduğum için içte içe kendime kızarken bunu bastırarak yalnızca tutamadığım sesim devamlı yükseltiyordum.
"Ciddi ilişki yaşadığın çocuktan nasıl bahsetmezsin Hyunjin, iki günlük flörtünden bile bahseden sen Minho'dan nasıl bahsetmezsin?"
"Nerden öğrendin?" Chan'ın sesiyle ona dönüp omzundan itmiştim, tek istediğim konuşmaktı ve sürekli sabote eden Chan fazlasıyla sinirimi bozuyordu.
"Yeter Chan, Felix'leydim çok sarhoş geldi ben de evine kadar onunla gittim, konuşmak istedi. O haliyle ağzından kaçırdı, böylece nerdeydin soruna da cevap aldın."
"Onu diğerleri gibi eleştirin istemedim."
Dediği şey benim için asla bir savunma olamazdı kesinlikle olamazdı. " Hayır, sen biliyordun... Bu yüzden sakladın."
Sözlerim sanki benden bağımsızdı söylemek istediklerim bu değil aksine Minho onu terk etmeden ortaya çıktığı için mutlu olmaktı ama neden böyleydim?
"Sana bunu nasıl yaparım Jeongin? benim için nasıl böyle düşünürsün?" bu naif sesi benim için sadece manipülatif sözlerdi, benim bağıran sesim yanında suçlu benmişim gibi gözükmesi içindi. Ya da sadece öyle düşünmek istiyordum.
Evet öyle düşünmek istiyordum, çünkü içimde kendime kızarken söylediklerim sadece Hyunjin'e yansıttığım öfkemden ibaretti.
"Hiç mi tam isminden aklına gelmedi Hyunjin ya da ne bileyim Minho hiç mi bir ipucu vermedi sana? Hiç mi farklı okulda okuyup geldiğini öğrenmedin? Hyunjin hiç mi? Minho'nun bir fotoğrafını sorardın bir şey olurdu ordan bile öğrenirdin."
Son dediğimle Hyunjin gülümsemişti, "Sadece ad olarak bildiğim ve asla fotoğrafını görmediğim biri için bana nasıl böyle konuşabiliyorsun?"
Haklı olduğunun farkındaydım gereksiz yükseldiğimin de sinirimi kusmam gereken kişi asla Hyunjin olmamalıydı.
"Ne demeliydim, hadi Jeongin seni terk eden sevgilinin fotoğrafını göster de yolda görürsen yönümü çevireyim mi? Aynı şehirde olduğumuzu bile bilmiyordum."
Benim aksime sessizce konuşan Hyunjin beni susturabilmişti, yandan bize bakan Chan'da bu olayın daha fazla büyümesini istemediğini belli eden bakışlarını fark edebiliyordum.
"Minho ve Chris'in ismini aynı kefeye koyuyorsun Jeongin. Lee Minho'nun ne kadar klasik ve çok bulanan bir isim olduğunu bilmiyor gibisin."
Ağlayacak görüntüsüyle konuşup duruyordu ama istemediğim kadar sinirliydim, sinirim Hyunjin'e değil en çok Minho'yaydı ama ben sinirimi ondan çıkarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful oblivion-jeonglix ✓
Fiksi PenggemarGöz önündeki birini tam anlamıyla kaybedemezsiniz ya da yokluğu bazen sizi çok zorlamaz çünkü baktığınızda köşede oturuyordur ama hiç yoksa önemsiz gördüğünüz birini bile özleyebilirsiniz, elinizden tam anlamıyla gidince değere binebilir.