20. sevgilim,

51 9 68
                                    

merhaba merhaba

bu olaylar şaka mı

italik  yerler ingilizce

🌀🌀🌀

Minho uyandığı gibi banyodaki Chan'ın yanına uykulu gözleriyle gittiğinde Chan aynadan yansımayla konuşmuştu. "Günaydın!"

"Günaydın, çok enerjiksin hm?" lavaboya eğilip yüzünü yıkayan çocuk tıraş köpüğünü eline sıkan Chan'a bakmıştı.

"Evet çünkü ailemi göreceğim, sonunda." yüzünü iyice köpükleyen Chan gülümseyerek konuşmayı sürdürüyordu.

"Yarın sanıyordum, bugün müydü doğum günü?" sahi bugün ayın kaçıydı, ikisi mi?

"Evet bugün Jen hanımın doğum günü, uğraşma laflarını dinlemeyip bir sürü yemek yaptığına eminim."

"Anneler sever, sonunda ellerine sağlık denilmesini." tıraş olan Chan denilenle kendini kötü hissetmiş olmalı ki bir anda susup işine dönmüştü.

Bir anda anlık bir ses çıkaran Chan'ın yüzünde az kalan köpük pembeleştiğinde Minho hemen önüne geçmiş parmağıyla köpüğü almıştı. "Ben fazla heyecanlı oldum diye oldu, otursana güzelim."

Önemsemeyen Chan çamaşır makinesini işaret ettiğinde Minho hemen yükselerek oturup yanındaki çocuğu izlemeye başlamıştı. "Kaç gün kalırsın?"

"İki gün sanırım, derslerim fazla yoğun." yıkadığı yüzüyle aynadan kesiğe baktığında kanamadığını görüp Minho'ya dönmüştü.

"Minho ben özür dilerim, ailemden fazla bahsetmiş olabilirim kötü bir amacım yoktu." göz temasından kaçınan Chan ciddi anlamda kendini kötü hissetmişti.

"Aptal ailem kapıma dayanmasa bu hassasiyeti göstermeyecektin bile ama cidden önemsiz Chan, ben takılmıyorum aksine mutlu olman güzel kötü hissetme."

Samimiyetle gülümseyen Minho elini yüzüne uzatıp yanaklarını sıktığında Chan sadece gülümsemişti.

"Arabamı kullanabilirsin." içeri geçip giyinen Chan'ın arkasından adımlayan Minho yatağına uzandığında  Chan konuşmuştu.

"Biletim var, teşekkür ederim." iki parça aldığı kıyafeti kitaplardan geçilmeyen çantasını boşaltarak koymuştu.

"Chan, daha ne kadar zamanın var?" birkaç adım ötesinde duran çocukla anlamayan Chan telefonundan saati kontrol etmişti.

"Yirmi beş dakika kadar evde kalabilirim, sonra otogara gidi-" çocuğun sözünü ayaklandığı gibi kolundan yakalayıp yatağa oturtan Minho kesmişti.

"Ne fark ettim biliyor musun, günlerdir burdasın ve biz h-"

"Hiç sevişmedik, öyle mi?" ayakta gülerek onaylayan Minho tekrar konuşmuştu.

"İstemiyorsan sorun yok, sadece fikir sundum." şımarır gibi oturan çocuğun önünde elleriyle oynadığında Chan tatlı bulduğu çocuğu kendine çekmişti.

🌀🌀🌀

İki saati geçkin süren otobüs yolculuğundan sonra Chan yakın kalan evine yürüme kararı aldığında çaldığı zile rağmen evde olduğunu bildiği annesi kapıyı açmayınca çantasına attığını bildiği ev anahtarını çıkartıp kapıyı açmıştı.

"Anne, ben geldim." ses gelmeyince mutfağa geçmiş ve duman altı olan yerin camlarını şokla açarken annesine seslenip fırında kömür gibi olan yemeği dışarı çıkarmıştı.

beautiful oblivion-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin