1. Bay Lee,

515 45 432
                                    

KIXLAR GELDİM

MERHABA

öncelikle yorumlarınızı ve oylarınızı sakınmayın lütfen 🥺💘

ve iyi okumalar diliyorum

🌀🌀🌀

"Jeongin canım bir şey oldu." diyerek kampüste koştura koştura gelen Chan'a baktım.
"Ne oldu be? kızarmışsın iyice."

"Dur bir soluklanayım... anlatacağım, bir saniye... ah nefes alamıyorum sikeceğim... bekle puşt." dediğinde meraklandırdığı  yetmemiş gibi sinir etmişti beni.
"Ağzını topla, bekliyorum zaten."

"Ben bir duyum aldım ucundan seni alakadar ediyor ama dışarı yansıtma tamam mı? insanlar var bu faktörü unutma canımın içi." ciddi bir şey olduğu beliydi ve sabırsız bana bu laf dolambaçları iyi gelmiyordu.

"Ne oldu söyler misin artık." ciddi sesimle söylediğimde sonunda cevap alabilmiştim.
"Minho'yla Felix, sevgili galiba. Yani büyük ihtimalle öylel-"

"NE, NE DEMEK SEVGİLİLER." farketmeden bağırarak üniversitenin kafesinde ayağa kalkmamla, tüm gözlerin üstümde olmasını umursamamıştım.
"İyi ki dışarı yansıtma dedim az lafımı di-"

"Yangın var diye bağıracağım bak, şakanın sırası değil Chan. Oturur ağlarım bak şurda." dediğimde hâlâ bir umut Chan'ın yüzünün yumuşayıp, şakaydı demesini bekliyordum.

"Üzgünüm ama yüksek ihtimalle öyleler." dediğinde hayal kırıklığıyla yerime bir anda çöküvermiştim.
"Felix öyle biri değil Chan." sesim kısık çıkmıştı.
"Ona neden toz kondurmuyorsun, güvenini sarstığı için bu hâlde değil misiniz siz?" dediğiyle gözümü daldığı yeri bırakıp Chan'ın yüzüne bakmıştım.

"Evet ama onu tanıyorum, Minho'ya bir şey diyemem o belirsiz biri ama Felix içi dışı bir Chan ve o bile isteye Minho'yla olmaz. Düşünür beni üzmek istemez o."
Chan kafasını olumsuz yönde sallıyordu bense görmezden geliyordum.

"Sakın bana-" lafını kesmiştim.
"Hayır Chan... buna ihtimal bile verme."

"Selam, derse gelmiyor musun? on dakikası kaldı." gelen sesle başımı kaldırdığımda güler yüzlü Hyunjin'i görmüştüm.

"Geliyor geliyor, kalk Jeongin bunu sonra konuşacağız." demişti Chan yerinden kalkıp durgunlaşmış beni sandalyemden kaldırırken.

"Jeongin biraz halsiz ona eşlik et ve sakın dersleri asmasına izin verme." Hyunjin'e dediklerinden sonra aşağı doğru olan yüzümü çenemden tutarak kaldırıp gözlerime bakmıştı.

"Benim derslerim bitti eve geçiyorum sen de bitmeden gelme, duydun mu?" dediğinde irkilerek kafamı sallamıştım.

"Hadi bebek gidelim geç kalacağız. Görüşürüz Chris Jeongin bana emanet merak etme." diyerek Chan'a gülümsemişti Hyunjin ve beni yürüterek kafeden çıkardı.

🌀🌀🌀

Hyunjin'le yerlerimize yerleştikten hemen sonra ders başlamıştı, iki saat nasıl katlanacağım ben bu adama?

Not almak için defterimi çıkarırken kalemlerimden hiçbirinin yanımda olmadığını fark etmiştim.
Önemli derslerimdendi not almamak kötü olurdu ve gıcık sınıf arkadaşlarım not vermekten pek hoşlanmazlardı.

Defteri çıkarıp Hyunjin'e dönüp sessizce konuştum.
"Fazla kalemin var mı?"
"Hayır bebek, maalesef." demesiyle oflamıştım.
Tam diğer yanımdaki kişiye soracakken Hyunjin koluma dokunmuştu.
"Arkamdaki çocuk verdi, al." demesiyle kalemi gülerek kapmıştım.

beautiful oblivion-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin