14. neyseki,

64 10 138
                                    

merhaba

rezilchan chana sövebilirisiniz kıxlarım🤭💝

iyi okumalar

🌀🌀🌀

Chan başındaki şiddetli ağrıya rağmen uyanmaya çalışırken ağzından mırıltılar çıkarıyordu ve henüz nerede olduğunun farkında bile değildi.

"Uyumaya çalışıyorum, sessiz ol." aynı şekilde uyku arasında konuşan Minho hafiçe omzuna vurarak konuşmuştu.

Duyduğu ses Chan'ın kendine gelmesine sebep olurken yataktan resmen sıçrayarak oturur pozisyona gelmişti. Hareketle uyanan Minho da gözlerini aralayıp baktığında kendisine şiş gözlerle bakan Chan'ı beklemiyordu elbette.

İkili şoktan birkaç saniye sessiz kaldığında ilk toparlanan Minho yaslandığı yatak başlığından karşısında ellerini yüzüne kapamış Chan'a itafen konuşmuştu. "Banyoyu kullanabilirsin, buraya kıyafet bırakacağım."

Sesle odağını Minho'nun yüzüne çeviren Chan onayla kafa sallayıp üstlerinde olan ince örtüyü beline dolayarak ayaklanıp odanın banyosuna gittiğinde üstü tamamen çıplak kalan Minho vücudundaki morlaşmış kızıllıkları görmüştü.

Su sesi gelene kadar daldığını fark etmeyen Minho ani ruh hâli değişimiyle kalkıp dediği gibi komodine Chan için kıyafet bırakıp kendisi için aldığı kıyafetlerle evin diğer banyosuna geçmişti.

Hızlıca duş alan çocuk koridordan geçtiğinde salonundaki Chan'ı görmesiyle çekintiyle yanına oturmuştu, sanırım konuşmak isteyen Chan'ın aksine evi hemen terk edecek Chan'ı beklemişti.

"Ben gerçekten çok sarhoştum." Chan Minho'nun yüzüne bakarak dediğinden sonra yüzünden kendini kötü hissettiği çok net anlaşılıyordu.

"Biliyorum, ben de öyleydim." Minho aklına gelen anlarla konuşurken sesi değişmiş ve derin nefesler almıştı.

Beklediğinden daha hassas olan Minho biraz zorlasa ağlayabilirmiş gibi hissediyordu ve bu onun için hiçte hoş bir şey değildi.

"Daha fazla nefret etme benden, gerçekten çok bunaldım." sesi incelen çocukla şoka giren Chan Minho'dan böyle bir şey hiç beklemiyordu.

"Senden nefret etmiyorum ki Minho, seninle bir sorunum yok benim. Sadece ne bileyim, arkadaş konusunda hassas olabilirim ama bunun gereksiz fazla olduğunu fark ettim."

Yumuşak tonda konuşan Chan Minho'nun beklediği bir şey değildi hatta ona bağırıp çağırsa bile şaşırmazdı sonuçta Minho, Jeongin'i üzmüştü ve Chan onu çok severdi.

"Her neyse bunu unutalım olur mu? kendimiz bile." Chan yanındaki çocuktan onay almak isteyerek onu incelerken Minho nedenini bilmediği bir şekilde çok kötü hissetmişti.

"Kendine unutturacak kadar tiksiniyor musun benden?" amacı asla bu olmayan Chan ağlayacak gibi duran Minho'yla göz temasını kesmeden konuşmuştu.

"Saçmalama. Sadece birbirimizi böyle hatırlamak hoş değil."

"Evet, çünkü benden tiksiniyorsun." Minho'nun sözünü çarpıtmasıyla gerilen Chan ayaklanmıştı.

"Minho..." konuşmasına fırsat tanımayan Minho karşısına geçip diklenmişti. "Kanıtla, benden tiksinmediğini kanıtla."

"Bunu nasıl yapabilirim? neden yalan söyleyeyim ki?" Chan dediklerine rağmen çatık kaşlarıyla ona bakan çocuğa bakıp aklına ilk gelen şeyi yapmıştı.

Yaklaşıp hafifçe öptüğü çocuktan uzaklaşıp sinirle konuştu. "İnanıyor musun artık yoksa daha fazlasını mı istersin?"

Ona kızmasını beklemediği Chan'a sorar gözlerle bakmıştı."İstesem ne değişecek?" denilene daha çok sinirlenen yani binevi gazla çalışan Chan kendine çektiği Minho'nun dudaklarını tekrar öptüğünde elini kalçasına atmıştı.

beautiful oblivion-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin