15

157 16 20
                                    

Sabah uyandığımda gördüğüm ilk şey camdı. Dışarda yağan karları izledim bir süre. Her ne kadar kesintisiz bir uyku çekmiş olsamda dünün yükü o kadar çoktu ki yetmemişti sanki bu uyuduğum. Sabaha kadar uyuyamayışım, Juyeon'un adamlar ile dövüşmesi, bizim tartışmamız ve Juyeon'un başka bir adam ile tartışması oldukça yorucuydu.

Gözlerimi ovuştururken mutfaktan gelen bazı sesler ile gözlerimi araladım. Aklıma o gece gelirken yutkundum. Yavaşça yataktan kalkıp kapıya ilerlerken o geceye göre daha cesaretliydim.

Juyeon evde miydi yoksa gitmiş miydi bilmiyorum. Eğer gittiyse ve mutfakta biri varsa gerçekten ruhum bedenimi terk edebilirdi.

Komikti. Adamlardan kaçmak için balkonlara tırmanmış, polislerden kaçmış ve dün büyük bir kavgayı izlemiş ardından Gangster tipli adamlara doğru koşmuştum ama şuan mutfaktan gelen sesten dolayı hissettiğim korkuyu hissetmemiştim. Belki de hepsinde yanımda Juyeon olduğu içindi.

Çoktan odadan çıkmış ve mutfak kapısına yaklaşmıştım. Sürgülü kapının yarısının açık oluşu ile yerimde durdum ve elimi kalbimin üstüne koydum. Yutkunduktan sonra küçük adımlarla kapıya yaklaştım ve başımı yavaşça uzatıp mutfağa baktım.

Mutfak ki bedenin Juyeon'a ait olduğunu gördüğümde geri çekildim ve yere çömeldim. Bir elim duvardan destek alırken diğeri hâlâ kalbimin üstündeydi. Gözlerimi sıkıca kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Şu bir dakika da yaşadığım korku her şeye bedeldi resmen. Kalbim hâlâ da yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

"Sunyeon?"

Juyeon'un sesini işitsem de başımı kaldırmadım. Bana yaklaştığını adım seslerinden anlamıştım. Karşımda diz çökerken bir elini omzuma koyduğunu hissetmiştim.

"Hey, iyi misin?"

Omzuna vurdum. Hafifçe irkilirken eli hâlâ omzumdaydı. Saçımı geriye atarken bir kere daha vurdum ona.

"Değilim aptal, kalbim çıkıyordu resmen"

Titreyen ellerim ile yüzümü kapatırken eliyle biraz omzumu sıktı.

"Ne yaptım ki ben?"

Kalbimin hâlâ hızlı atıyor oluşundan dolayı cevap vermedim. O gece cama taş atan kişinin mutfakta olduğunu sanmıştım ve eğer Juyeon yerine yabancı biri olsaydı gerçekten ruhum bedenimi bırakırdı.

Juyeon'un ellerini bileklerimde hissettim. Bileklerimi çekip avuçları içine alırken yüzünde bir gülümseme vardı. Kaşlarım çatıldı.

"Ne gülüyorsun? Senin yüzünden korkudan ölücektim"

Ani çıkışıma gülerken öfkelendim. Elimi avuçları arasından çekmeye çalıştım ama bırakmadı. Avuçları sıcacıktı, benimkiler ise nedeni bilinmez soğuktu.

"Tamam sakin ol, gülmüyorum"

Juyeon dudaklarını birbirine bastırırken gözlerimi kıstım "sağol ya"

Tekrar güldüğünde elimi çekmeye çalıştım ama bırakmadı. İnadına çekmeye devam ettim ama bırakmadı.

"Tamam be kızım, ne huysuz çıktın sabah sabah"

"Senin yüzünden sabah sabah kalp krizi geçiriyordum Juyeon, hiç konuşma"

Juyeon ellerimi biraz daha kavrarken baş parmakları ile elimin üstünü ovmuşturdu biraz.

"Neden o kadar korktun?"

"Eve biri girdi sandım çünkü"

"Sabah sabah kimsenin hırsızlık yapmak için bir eve gireceğini sanmıyorum saf kız"

Racing -°- Lee JuyeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin