Racing -°- Lee Juyeon

10

Sabah uyandığımda bir süre yatakta uzanmaya devam etmiştim. Yavaş yavaş kendime gelirken dün gece olanları anımsamıştım. En son mutfaktan sesler geldiğini hatırladığımda yataktan kalktım ve mutfağa gittim.

Mutfak kapısının önünde durup gözlerimi etrafta gezdirdim. Mutfak toplu ve temizdi. En sonda gözlerim masayı bulduğunda masanın üstünde ki saklama kabını ve onun üstünde ki kağıdı görmüştüm.

Kaşlarım çatılırken masaya doğru ilerledim ve kabın üstünde ki kağıdı parmaklarımın arasına alıp yazıyı okudum.

Misafirperverliğin gözlerimi
yaşarttı Saf Kız.
Misafirperverliğinin ödülü
;)

LJY

Gözlerimi devirip kağıdı masanın üstüne koydum ve kabın kapağını açtım. İçinden bir tane kurabiyeyi alıp incelerken dudaklarımı büzdüm.

"Kim bilir içine ne koydu bunun"

Kokladıktan sonra küçük bir ısırık aldım ve yavaşça çiğnedim. Yutkunduktan sonra kurabiyeye baktım ve tekrar ısırdım.

"Güzel yapmış"

Yarısı yenmiş kurabiyenin tamamını ağzıma atıp çiğnerken başımı olumluca salladım istemsizce. Ağzımda ki kurabiye bittiğinde bir tane daha attım ve hazırlanmak için odaya gittim.

Dolaptan çıkardığım sütlü kahverengi postacı pantolonu ile kahverengi, üstünde yazılar olan crop'u giymiştim. Saçlarımın yarasını arkada toplarken perçemlerim yüzümün iki yanında dökülüyordu. Siyah deri ceketimi kollarımdan geçirirken sırt çantamın tek kolunun omzuma astım.

Telefonumu elime alıp mutfağa gittim ve kaptan iki tane kurabiyeyi ağzıma atıp ağzını kapattım ve kapıya doğru ilerledim. Siyah ayakkabılarımı giydikten sonra hızla evden çıktım.

Dışarı çıktığımda hızla okula doğru yürüdüm ama arada arkama dönüp boş bir taksinin gelip gelmediğine baktım. Bir süre böyle yürüdükten sonra gelen bir taksi için durdum ve elimi uzatıp durmasını bekledim. Taksi önümde durduğunda hızla kapıyı açıp arkaya oturdum ve kapıyı kapattım. Öne eğilip üniversitenin adını verdikten sonra arkama yaslandım ve soluklandım.

Trafik olmayışı ile kısa sürede taksi okulun önünde durduğunda ücreti ödeyip arabadan indim ve hızla bahçeye girdim. Dersim'in olduğu binaya doğru hızla ilerleyip kapıyı itekledim. Benim iteklememle birlikte içerden birinin açmasıyla o bedene çarpmam bir olmuştu.

Kafamı kaldırıp çarptığım kişinin yüzüne baktım. Yüzü tanıdık gelsede o an kim olduğunu hatırlayamadım.

"Özür dilerim" diyerek yanından hızlı geçtim ve merdivenlerden çıktım. Amfiye'ye girip boş bir sandalye çektim ve oturdum. Derin nefesler alıp verirken çantamdan gerekli eşyalarımı çıkarttım.

Arkama yaslanırken alnımdaki teri elimin tersi ile sildim. Kısa bir süre sonra aklıma çarptığım çocuk geldiğinde yüzünün nerden tanıdık geldiğini anımsamaya çalıştım. Ama nafileydi. Bir türlü hatırlayamadım ve bu kısa sürede hoca sınıfa girmişti. Liste, imzalanması için en önden arkaya doğru ilerlerken hoca derse başlayana kadar onları izledim.

Bayan Lim'in sesi ile gözlerimi kürsü kısmına çevirdim ve arkama yaslanıp kollarımı gögsümde birleştirdim. Tahtaya yansıttığı görüntüler ile düz bir ses ile dersi anlatırken Bayan Lim'e odaklanmıştım.