"Bir dakika," Yeeun elini kaldırıp çatık kaşları ile karşısında ki bedeni baştan aşağı süzdü. Onun yanında dikilen ben bu hareketinin ardından tekrar karşımız da ki bedene bakındım. "Çok berbat bir elbise bu, çıkar hemen"
Seulgi Yeeun'un tepkisine göz devirdi. Elini belini koyarken diğer elinin parmaklarını alnına bastırdı. Kafasını iki yana salladığın da Tanrıdan sabır dilediğini duyar gibi olmuştum.
Sabahın ilerleyen saatlerinde Juyeon ile kahvaltı yaparken Yeeun beni aramış ve dördümüzün buluşucağını söylemişti. Tam olarak buydu, gelip gelmeyeceğimi sormamış ve direk geleceğimi belirtmişti. Juyeon sessizce konuşmayı dinlerken gülerek başını iki yana sallamıştı o sırada.
Juyeon çıktıktan bir kaç saat sonra beni almışlardı. Direk AVM'ye geçmiş ve mağazalarda gezinmeye başlamıştık. Kaçıncı mağazaya girmiştik bilmiyordum ama keyif alıyordum. Kızlar beğendikleri kıyafetleri denedikten sonra incelemek ve fikrimi belirtmek ayrı hoşuma gidiyordu.
Şimdi ise Seulgi giydiği yeşil elbise ile siyah topuklularının üstünde duruyordu. Yeşil mini bir elbiseydi, tek askılıydı ve o askıda da büyük bir fiyonk vardı. Yeeun'un aksine ben beğenmiştim. Rengi güzeldi, fiyonk abartılı dursa da Seulgi'nin üstünde çok güzel durmuştu.
Tek omzumu silktim gözlerimi Seulgi'nin üstünde gezdirirken. "Ben beğendim"
Yeeun başını iki yana sallarken sarı düz kısa saçları da sallanmıştı. "Hayır, kesinlikle hayır. Fiyonk çok kaba duruyor"
"Ama güzel, sadece fiyonk'a bakma. Genel olarak bak"
Yüzümü Yeeun'a çevirdiğim de gözlerini elbisenin üstünde gezdirmişti. Yüzünü buruşturuşunu anbean izlerken gülmeden edemedim.
"Hâlâ kötü"
"Ben beğendim, o yüzden alıcam" Seulgi göğsünde topladığı kolları ile karşımız da cansız manken gibi duruyordu. Başımı onaylarca sallarken sadece baş parmağımı göstererek onu onayladım.
Seulgi arkasını dönüp kabine girerken mağazanın girişinden bize doğru gelen Sana'yı fark etmiştim. Hastaneden biri aradığı için kısa süreliğine aramızdan ayrılmıştı. Üçümüz asılı olan kıyafetlere bakınırken Seulgi biraz önceki elbiseyi elinde tutarak yanımıza gelmişti. Sana elbiseyi gördüğünde beğendiğini dile getirmişti ve bunu yaptığın da Yeeun ona yüzüne buruşturarak bakmıştı ama Sana bunu görmemişti. Tek fark eden kişi olarak gülerek önüme döndüm.
Bir kaç mağazada daha gezindikten sonra yorulduğumuz için AVM de ilk karşımıza çıkan kafaye girmiştik. Siparişlerimizi verip beklerken rasgele konulardan konuşmaya başlamıştık.
"Aşık olmak istiyorum"
Yeeun gözlerini mekanda ki masalar da gezdirirken Sana 'ciddi misin?' der gibi bakmıştı. Seulgi ise başını iki yana salladığın da ben gülmüştüm sessizce.
"Sen zaten sürekli aşık oluyorsun Yeeun"
Seulgi hatırlatmak ister gibi Yeeun'un yüzüne bakarak konuştuğun da tek kaşı da havaya kalmıştı. Yeeun gözlerini Seulgi'ye çevirirken tek omzunu silkip etrafa bakınmaya devam etmişti.
"Tamam, daha uzun süre aşık olmak istiyorum birine"
"O sanki biraz zor" Sana yanında ki Yeeun'a gülerek bakarken Yeeun kıstığı gözleri ile dik dik bakmıştı Sana'ya. Sana gülerek tek omzunu silktiğin de Yeeun oflayarak arkasına yaslanmış ve bacak bacak üstüne atmıştı.
"Şu küçük kız grubumuz da sadece Seulgi ve benim sevgilim yok. Son verebilir miyiz buna artık? Nasıl en çok ilişki yapmak isteyen kişi ben iken ilişkisi olmayan da benim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racing -°- Lee Juyeon
FanfictionLee Juyeon araba yarışçısıydı. Kang Sunyeon ise sevgilisi ile araba yarışlarını izlemeye giderdi. Ama izlediği yarıştan sonra Lee Juyeon, Kang Sunyeon için sadece araba yarışçısı olarak kalamamıştı. ... *Kitabın şarkısı -> Shawn Mendes/Treat You Bet...