"Şaşırdım" Hyunjin soğuk kahvesini yudumladığında ona baktım. Dün gece yaşananları özet geçmiştim ve konuşmayı bitirdikten sonra ilk konuşan Hyunjin olmuştu. Başımı olumluca sallarken Yeji devam etmişti.
"Kırılmış olma ihtimali yüzde kaç?"
"O piç kırılmaz"
Yeji'nin karşısın da oturan Kevın pek duygu barındırmayan sesi ile Yeji'yi cevaplamıştı. Yeji başını ona çevirip kaşlarını kaldırdı.
"Birinci onunda bir kalbi var Kevın, herkes kırılır, ikincisi Sunyeon onun sevgilisi, odun bile olsa insan sevdiklerinin lafına kırılabilir"
"Jeno pek Sunyeon'u dikkate alıyormuş gibi gelmiyor bana"
Kevın ve Yeji gözlerini kısarak birbirlerine baktı. Bende o sırada alt dudağımı biraz büzüp başımı eğdim. Haklıydı
"Şimdiden söylüyorum sakın yanımda tartışmayın, zaten başım çatlıyor birde sizin tartışmanızı çekemem"
Eric elindeki karton bardağı masaya bırakıp karşımda ki boş sandalye'ye oturmuştu. Yanında ki Hyunjin Eric'e yandan bir bakış attı.
"Dedik biz sana o kadar içme diye, bir şey olmaz diyen sendin"
"O zaman bir şey olmaz gibi gelmişti Hyunjin"
"Her defasın da oluyor bu oğlum"
"Seninle tartışmicam"
Hyunjin omzunu silkip Americano'sundan bir yudum aldı. Burnumdan derin bir nefes alıp aynı şekilde geri verdim.
"Neyse, en azından bu gün tam üyeli olarak takılıcaz, bunu düşünelim bence"
Solumda ki Minjeong güzel gülümsemesi ile her zaman ki gibi pozitif düşünmemizi sağlamaya çalışmıştı. Masadan ses çıkmamış, sadece başımız ile onaylamıştık. Sağ tarafımdan masaya sert bir şekilde bırakılan 2-3 kitap ile irkilip sahibine bakmıştım. Yeri sinirle sandalye'yi çekip oturdu ve saçlarını omzundan geriye attı.
"İç mimar hocası umarım tuvalete gittiğinde çorabı ile ıslak terliğe basar"
Eric yüzünü buruşturup Yeri'ye baktı "nasıl bir beddua o? İnsan düşmanına böyle beddua etmez"
"Yeri eder ama" Yeji örgülü turuncu saçları ile Eric'e baktı. Eric omzunu silkip dirseklerini masanın üstüne koyup işaret ve orta parmağını birleştirip şakaklarının iki yanına koyup bastırdı ve başını biraz eğdi.
"Ya bu adam benden ne istiyor anlamıyorum ki ben. Çiziyorum çiziyorum beğenmiyor şerefsiz, Bob Ross değilim ki ben"
Kollarını gögsünün altında birleştirip arkasına yaslandı. Yeri bu haliyle volkana benziyordu gerçekten. Çantama uzanıp fermuarını açtım ve çantam da keşife çıktım. Bir yandan da arkadaşlarımı dinliyordum.
"Dur hazır köpürmüşken biraz daha köpürtim seni" Kevın bedenini masaya eğilip Yeri'ye baktı "Jeno var ya Jeno, neler demiş bize"
Yeri anında öne fırlayıp masanın üstünden Kevın'a yaklaştı. Bu duruma göz devirirken çantam da olduğuna emin olduğum hap'ı armaya devam ediyordum.
"Ne demiş?"
"Jeno demedi, Donghyuck dedi aptal"
Minjeong, Kevın'a kaşları çatık bakarken Kevın elini hava da salladı.
"Aman boşver o da onun arkadaşı. Ha o demiş ha bu demiş, Hyuck demiş ki 'siz ikiniz senin arkadaşların yüzünden kavga ediyorsunuz'"
Yan gözle Yeri'ye baktığım da gözlerinin büyüğünü gördüm. Tekrar göz devirirken Eric'e kaydı gözlerim. Aynı pozisyon da başını biraz kaldırmış bana bakıyordu. Tek gözünün kırpıp, 'noldu?' dercesine başını salladı. Parmağımla bir yapıp çantama geri döndüm. En sonunda beyaz, çıkıntıları olan dikdörtgen elime geçtiğinde rahatladım. Başımı kaldırdığım da Kevın ve Yeri'nin konu hakkında konuştuklarını fark ettim ama kulak asmadım. Önüm de ki su şişesini Eric'in önüne itip hapı da önüne koydum. Ellerini şakaklarından çekerken eli beyaz dikdörtgen hapa gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racing -°- Lee Juyeon
FanfictionLee Juyeon araba yarışçısıydı. Kang Sunyeon ise sevgilisi ile araba yarışlarını izlemeye giderdi. Ama izlediği yarıştan sonra Lee Juyeon, Kang Sunyeon için sadece araba yarışçısı olarak kalamamıştı. ... *Kitabın şarkısı -> Shawn Mendes/Treat You Bet...