Hepinize merhaba aşk kuşlarııımmmmmm!!!!! Yeni bir bölümle geldiiimmm. Umarııımm beğenirsinizzz. Diğer bölümleri okuduğunuzdan lütfeeeenn emin olun ve şeyy geçen bölüm çok az oy ve 0 yorum almışızzzz sanırım o bölümü beğenmedinizzzz ve ben üzüldüm:((( Beğendiğiniz bölümlere lüütfeen yorum ve oy atın ki anlayabileyim oluuurr mu aşklarııımmm. Çooookk uzattım yeni bölüme geçeliiimmm!!!!
Şarkı: Comptine d'un autre été,l'apres-midi/Amelie (İsteyenler dinleyebiliirrr)
Victory
Pansumanını sağ salim bitirdiğimde, o da ben de mutluyduk. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyorduk ve bu, bizim en sevdiğim özelliğimizdi.
Her ne olursa olsun hep yan yana kalmak istiyordum. Hep böyle mutlu ve huzurlu hissetmek istiyordum...
Sabah kalktığımızda Jeongguk'un yarası daha iyi olmuştu. Sabah bir daha pansuman yaptıktan sonra kahvaltımızı yapmaya karar vermiştik ve hızlıca kahvaltı için malzemeleri teker teker masaya koymuştuk. Problem şu ki Jeongguk kahvaltıyı hazırlamak yerine bana sıkı sıkı sarılmış belimi okşuyordu. Böyle giderse aç kalacaktık ama ya ve bilin bakalım kim açlığa dayanamıyor. Tabii ki ben!
Tam beni belimden tutup masanın üstüne oturtacaktı ki belimin açılmasıyla vücudumda yer yer yaralar ve morluklar görmemizle ikimiz de duraksadık.
Bu yaralar ve morleklarla daha önce hiç karşılaşmamıştım fakat kulaktan duyma bilgilerle ne olduklarını tahmin edebiliyordum.
Biz, yani okyanusta yaşayan canlılar, karaya çıktığımızda vücudumuz karaya tam adapte olamadığı için ters tepki verir ve bu durumun ciddiliği, bazı hayvanlarda ve deniz erkeklerinde, ölümle burun buruna gelmek demektir. Balıklar bu yüzdendir ki karaya çıktıklarında ölürler lakin bu durum ben de biraz farklı...
Deniz erkekleri, insanlarla neredeyse aynı özellikleri taşır hatta ve hatta daha fazlasını fakat biz yüzeye çıktığımızda, vücudumuzda yer yer kırmızılıklar, lekeler veya morluklar oluşur bu durumun nedeni ise ciğerlerimizin karada nefes alış verişlerimizi sınırlamasıdır. Bu bize bir tür alarm aslında. Tik tak...Okyanusa gitme zamanınız geldi, elinizi çabuk tutun anlamındadır.
Bu yaraları atlatmanın iki yolu vardır... Ya gerçek aşkınızı bulacaktınız ya da iki birbirini seven bireyden olan bir bebek olacaktı. Bu iki seçenekte olmazsa okyanusa dönseniz bile bu yaralar iyileşmez ve sizi git gide güçsüzleştirirdi ve bunu söylemek istemiyordum ama öldürme imkanı bile vardır.
Tam olarak korktuğumda bu aslında, Jeongguk'un aşkından hiç bir zaman şüphelenmedim fakat bizim aşkımızı okyanus kabul etmezse benim yaralarımı iyileştirmek yerine zehirlerdi ve ben bunu Jeongguk'a söylemeye korkuyordum.
Onun yanından bir dakika bile ayrılamayan ben, iki yolda da ondan uzak duracaktım ve şu an karşımda iki seçenek vardı ya karada kalıp kendime bitkisel yollarla ölümü bir nebze olsun uzaklaştıracaktım ya da okyanusa gidip Jeongguk ile aşkımızı test edip iyileşme sürecimi belirleyecektim. Ölüm olayını düşünmek bile istemiyordum...
Eğer ikinci seçeneği seçersem ve okyanus aşkımızı kabul ederse yaralarım sadece belimde olduğu için en geç 1 haftaya iyileşebilirdim.
Birinci seçeneği seçersem ölümü kendime en fazla 1 ay uzaklaştırabilirdim yani bu durum sadece bir ertelemeydi, her türlü ikinci seçeneği seçmek zorundaydım. Bu ya bugün olacaktı ya da 1 ay sonra
Ve ben bugün bu durumla yüzleşmeye karar vermiştim...
"Ne oldu güzelim daldın gittin ve bu yaralar ne?" diye sordu merakla Jeongguk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Merman/Taekook-Omegaverse
RomanceOkyanusun prensi Kim Taehyung ve karanın prensi Jeon Jungkook...Peki bu iki dünya birleşebilecek mi? Bütün olumsuzluklara rağmen birbirlerini sevip koruyacaklar mı? Geçmiş hayatlarındaki gibi birbirlerine söz verip "biz" olacaklar mı? Seme Jungkook ...