▪Επεισόδιο 1▪

434 14 25
                                    

Merhaba dünya güzelleriiiimmm ilk bölüm ve ben çoook heyecanlıyım bir hatam olursa şimdiden özür dileriimmm. Kafanıza herhangi bir şey takılırsa yorumlara yazmanız yeterli ve oy verirseniz çooook sevinirim. İyi okumalarrrr!!!!!!!

Victory(V)

60. yaş günümdü. Bütün okyanus, bir heyecanla bana hediyelerini vermek için hazırlanıyordu. Ben kim miydim? Benim bir ismim yoktu ve önemli biri de değildim sadece denizdeki canlılara yardım etmeyi seven biriydim. Onlarda beni seven balık dostlarımdı. Doğum günümü unutmamak için incilerle kendi çaplarında not almışlardı. Balık hafızası işte bazen ben bile herhangi bir şeyi unutabiliyordum. 

Denizin derinliklerinden yüzeye doğru sürü halinde yüzerek balıkların zihnini okuyordum. Salak canlılar, benim, onların zihinlerini okuduğumu unutup, hem akıllarından hediyeyi söylüyor hem de sürpriz diyorlardı. Denizin yüzeyine geldiğimizde herkes, bana inciyle yapılmış eşyalar, deniz kabuğu veya yemem için balık veriyorlardı. Tabii bende balıkları afiyetle yiyordum ama konumuz şu an bu değildi.

Sonuncu hediye olarak inciden yapılmış kolyeyi bir balık hediye ettiğinde hava da güneşin mutluluğu gözüküyorken, gök birden üzüldüğünü belli etmek istercesine karardı ve yer gök inledi. Fırtına çıkmıştı. Bütün canlılar bir yere savrulurken bende savrulmuştum, yeni yeni alışmaya başladığım güçlerimi kullanmaya çalışırken nereye sürüklendiğimi bilmeden fırtınaya imkansız olduğunu bilerek karşı koymaya çalışıyordum.

En sonunda yine güneşli ve güzel bir yere geldiğimde bir çocukla karşılaştım. Benim yaşlarımda, simsiyah ama yıldızlar kadar parlak gözleri, siyah uzun saçları, pembe dudakları...Çok güzel bir çocuktu fakat benden farklıydı. O yüzmüyordu ve benim gibi kuyruğu da yoktu. Onu izlerken arkadan bir çocuğun onu denize ittirmesini fark ettim. Yüzme bilmiyordu sanırım. Hızlıca yüzerek onu yüzeye çıkardım fakat o benim masmavi gözlerime ve kuyruğuma bakıyordu. Gözlerindeki yıldızlar daha da artmıştı.

"Sen kimsin?" dedi.

Boş boş suratına baktım anlamıyordum onu...

"İsmin ne?" dedi merakla.

Yine boş boş suratına baktım. Zihnini okumaya çalışıyordum fakat olmuyordu. Diğer çocuğun zihnini okuyabiliyordum ama. Nasıl olabilir?

"Sana isim koymamı ister misinnn?" dedi gülümseyerek. 

Çok güzel gülüyordu ve dişleri bir hayvana benziyordu ama unuttum şimdi. Kafamı salladım fakat neye salladığımı bilmiyordum. 

Denizin ortasında bir insanla sarılmış konuşuyorduk ve bunun okyanusta yasak olduğunu biliyordum fakat o çok güzel bir yasaktı...

"Eeee ismin Victory olsun muuu?"

Yine kafamı salladım.

"V" diye bağırdı güzel çocuk. Sonrasında ikimiz de kıkırdamaya başladık.

KIM TAEHYUNG

Okyanusun en derininde yaşayan, soyu tükenmekte olan, kendini; balıkları, deniz kızlarını  ve deniz erkeklerini korumaya adamış okyanusun prensiyim ben. Bütün okyanus beni bilir ve bana saygı duyardı. Bir ismim ya da bana takılan bir ad yoktu zaten okyanusta böyle bir şeye gerekte yoktu.

Günlük güneşlik bir hava vardı ve biz de bunu değerlendirerek yüzeye çıkmıştık. Kendimize bakım yapıyorduk. Yüzümüze suyun altından çıkardığımız kumu sürüp güneşleniyorduk. En çok sevdiğim aktivitelerden biriydi. Diğer aktivitem ise balık yemekti ama konudan saptık.

The Merman/Taekook-OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin