Helloooooo!!!! Yeni bir bölümle karşınızdayımmm aşk kuşlarıımm. Umarım beğenirsinizzz ve boll bool yorum ve oy atarsınızzz. Hepinize şimdiden çoook teşekkür ederimmm ve bayramınız mübarek olsuuunnn dünya güzellerimmm. Çok konuştuumm yeni bölüme geçeliiim!!!!!
Victory
"Güzelim şimdi şöyle ki ben bir alfayım ve sen de bir omegasın. Benim gözlerimin maviye dönme sebebi alfamın seni korumak istemesinden dolayıydı. Senin omegan da benim alfama dayanamayıp kendini gösterdi. Anladın mı?" dedi bir bebeğe anlatır gibi.
Kafamı salladım ve onaylama nidaları çıkardım. O da hızla yanağıma bir öpücük kondurdu hızla. Yanaklarım alev mi aldı bana mı öyle geldi?
Utançla kafamı Jeongguk'un boynuna sakladım.
Bu koku hem beni heyecanlandırıyor hem de kendimi rahat ve güvende hissettiriyordu. Onun yanında olmak, onun kokusunu solumak, onun gözlerine bakmak... İnanın bana bunları yapmak o kadar kolay şeyler değildi. Her insan sevdiği kişiye kavuşamazdı. İyi ki denizde o gün Jeongguk'u görmüş ve onunla karşılaşmıştım.
Düşüncelere dalmışken bedenim benden habersiz gözlerini kapamış ve huzurlu kolların arasında uykuya dalmıştım.
Kalktığımda Jeongguk, parlak gözleriyle bana bakıyordu. Her gün böyle uyansam keşke dedim içimden.
Jeongguk beni öpecekken, o lanet ses duyuldu...
Karnımın guruldama sesi. İlk kez aç olmama lanetler ettim. Hayır yani niye tam şu an?
O, yüksek sesli kahkahasını bana sunarken benim gözlerim gülüşünde takılı kaldı. Bu adam beni deli edecekti bir gün...
Sonrasında hızla yaklaştı, yanağıma bir öpücük kondurdu ve mutfağa koştu. Bende üstümü düzeltip arkasından gittim.
Gittiğimde gördüğüm manzara yine ve yine beni hayran bırakmıştı bu kadarı da olmaz ama he...
Kahvaltı masasını bir güzel hazırlamış bana görsel şölen sunmuştu. Aslında kahvaltı masasından çok ona bakıyordum ama neyse.
"Güzelim bana bakarak karnını doyuramazsın ama, bir şeyler yemen gerek ve bir yere gideceğiz sonrasında." dedi heyecanlı heyecanlı.
Hızla kahvaltımı yemeye başladım, arada bir Jeongguk'un "yavaş ye güzelim, elinden alan yok" uyarılarını görmezden gelerek. Kahvaltım bittiğinde masayı topladık. Sonrasında ise Jeongguk elimden tutarak evden çıktık.
İlk önce insanların bir şeyler sattığı kalabalık bir yere gittik ve kendimize bileklik aldık. Bilekliklerimizin adı "çift bileklikleri" olarak geçse de ben anlamadan bileğime takmaya çalışırken Jeongguk anlamadığımı fark ederek kahkahasını bastırmak için dudağına dişlerini geçiriyordu. Sonrasında bana çift bilekliklerinin ne olduğunu sorduğunda bilmediğimi ifade ettim. Artık kahkahasını tutamayarak büyük bir gülme sesi duyuldu "pazar" olduğunu öğrendiğim kalabalık yerde.
" Çift bileklikleri demek sevgililerin taktığı bir tür sahiplik ekidir yani senin yanına bir alfa geldiğinde bu bilekliği göstererek alfanın senden uzaklaşmasını sağlayabilirsin güzelim." dedi Jeongguk mutlulukla.
"Ben bu çift bilekliklerini çok sevdim Jeongguk sen de o zaman yanına gelen omegalara bu bilekliği göstererek uzaklaştırabilir misin?" dedim yüzümde güller açıyordu çok sevinmiştim buna.
"Evet aynen öyle güzelim." dedi Jeongguk bana bebek gibi davranmasına hastaydım.
Pazar alanında biraz daha vakit geçirdikten sonra Jeongguk seni bir yere götürmem gerek dedi ve gözlerimi bağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Merman/Taekook-Omegaverse
RomanceOkyanusun prensi Kim Taehyung ve karanın prensi Jeon Jungkook...Peki bu iki dünya birleşebilecek mi? Bütün olumsuzluklara rağmen birbirlerini sevip koruyacaklar mı? Geçmiş hayatlarındaki gibi birbirlerine söz verip "biz" olacaklar mı? Seme Jungkook ...