Rosé'den
Odanın kapısını kapatıp gittiğinde odanın içindeki yatağa doğru gidip oturdum.
Bütün bunlar nasıl bir tesadüftü? Yıllar önce beni bırakıp giden sevdiğim adam karşıma bir katil olarak nasıl çıkıyordu?
Aklıma geldikçe gözlerimin dolmasına engel olamıyordum ve bundan nefret ediyordum.
Bana açıklama yapma gereği duymadan gitmişti ve yıllar sonra karşıma çıktığında ona sorduğumda bana açıklama yapamayacağını söylemişti. Her ne olursa olsun bana bir açıklama yapmalıydı. Öylece sessiz sedasız gidip beni bırakamazdı. Bir açıklamayı hak ediyordum.
O beni bırakıp gittikten sonra ne hayatıma doğru düzgün biri girmişti ne de birini sevebilmiştim. Birileriyle tanışmıştım fakat hiçbiri beni onun kadar mutlu etmemişti. Hiç kimseyi onu sevdiğim gibi sevememiştim.
Bazen öyle birileri girer ki hayatına, keşke girmeseydi dersin.
Ve bazen öyle birilerini seversin ki, başka hiç kimseyi onu sevdiğin gibi sevemezsin.Hayatına bir sürü insan girip çıktı ama hiç kimse onun gibi olamadı. O herkesten farklıydı benim için. Bana bakan gözlerinden bile okunuyordu sevgisi.
Lisedeyken bana sık sık hediyeler alır ama utandığı için vermeye çekinirdi. Arkadaşları normalde hiç çekingen biri olmadığını ama bana gelince hep utandığını söylemişti.
Bir keresinde bana küçük sincaplı bir toka vermişti. Başkalarına göre küçük ve anlamsız gibi gelebilirdi ama benim için küçük de olsa çok anlam taşıyordu.
Bana hep sincap derdi o, ben de ona mochi. Sincaba benzediğimi söylerdi. Bu bana taktığı bir isimdi.
Annem onunla buluşmamamı söyler, ondan nefret ederdi. Ama ben ondan asla vazgeçememiştim. Annemden habersiz evden kaçtığım zamanları hatırlıyorum. Babam beni anlayışla karşılasa da annem çok kızardı onunla buluşmama.
Evimin yakınındaki parkta sözleşip buluşurduk hep. Beni orda beklemekten asla sıkılmazdı.
Bir gün yine buluşacağımız sırada ben çok geç kalmıştım ve onun gittiğini düşünmüştüm ama o oradaydı. Gözleri yavaş yavaş kapanıyor, uyukluyordu. Beni gördüğü anda gözleri fal taşı gibi açılmış, dudaklarını bir gülümseme esir almıştı.Okuldan nefret etmeme rağmen onu göreceğim için heyecanla giderdim. O da erkenden okulun önünde olup beni beklerdi. Okul çıkışlarında anneme kütüphaneye gideceğim diyerek yalan söyler, onunla buluşturdum.
İlişkimiz çok güzel ilerliyordu ta ki o beni bırakana kadar.
Okul çıkışında buluşmak için sözleştiğimiz parka gittim ama orada yoktu. Saatlerce beklememe rağmen gelmedi. Arkadaşlarına onu sormak istedim ama arkadaşları da okuldan ayrılmıştı. Okul müdürüne sorduğumda kaydının aldırıldığını söyledi. O an kendimi ağlamamak için zor tuttum.
O gün eve geldiğimde evin önündeki parkta oturup gözyaşlarıma engel olamadım. Bana bunu neden yapmış olabileceğini, neden beni bırakıp gittiğini düşündüm ama bir cevap bulamadım.
Beni öylece bırakıp gitmiş olamazdı. Bana sürekli beni sevdiğini ve beni asla bırakmayacağını söyleyen adam beni bırakıp gitmiş olamazdı. Ama gitmişti. Bana bu acımasızlığı yapmıştı.
Günlerdir yanında kalıyordum ama yüzünü hatırlayamamıştım. Aradan 6 yıl geçmişti ve ben asla unutmam dediğim insanın yüzünü unutmuştum.
O beni bırakıp gitmişti ve zihnimden silinmişti. Ama dün gece hatırladım onu. Saçlarını siyaha boyatmıştı ve o hali bana lise yıllarındaki kahverengi ipeksi saçlarını hatırlatmıştı. O çok sevdiğim saçlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOU | Jirosé
FanfictionAcımasız bir seri katil olan Park Jimin, ona verilen emir için gittiği evde eski sevgilisi Rosé'yi görür. "Sen ve ben, geride kalan acı verici geçmişin kopuk parçalarıyız." ' Killer ile bağlantılıdır.