2

7.1K 344 74
                                    

aglamayin

~

Okuldan döndükten sonra ilk işim yarınki piknik için kıyafet bakmak olmuştu.

Çoğunlukla bol kıyafetler giyerdim, dar giyindiğim zamanlar kendimi hep kötü hissederdim. İskelet gibi.

Bugün okul çok sakin geçmişti, sınıfta kimse bana bulaşmamıştı. Büyük ihtimalle ödevlerini yaptığım için. Ama o bile mutluluğumu perdeleyemezdi. İsterse zorbalasınlardı, zaten alışmıştım. Annem beni düşünüp çağırdığı için çok da umrumda olmazdı. Benim için büyük bir şeydi, hemde çok.

Dolabımı açtığımda uygun bir şeyler aradım. Yarın hava güzel olduğu için elbise giymek istiyordum ama sadece bir tane elbisem vardı ve o da kısaydı. Dizlerimin biraz üstünde biten mor, üzerinde küçük çiçek desenleri olan sade bir elbiseydi.

Bunu giymek benim için fazla zor bir durumdu ama annem sayesinde özgüvenim bunu giyebilecek kadar artmıştı.

Hemen deneyip aynanın karşısına geçtim. Bacaklarım ve kollarımın inceliği ilk defa gözüme çirkin gelmedi. Gidip bu sabahki yaptığım makyajın aynısını yaptım. Bir de Eylül'ün bana kullanmıyorum diye verdiği hafif paslanmış kolyeyi taktım. Tekrar baktığımda kendime, çok da kötü olmadığımı fark ettim.

Güzel mi olmuştum?

Heyecandan yerimde zıplayarak odanın etrafında turladım.

"Beni böyle gördüklerinde kesin fikirleri değişecek."

Kendi etrafımda döndüm.

"Belki ben de onlarla hamağa binerim."

Aklımda kurduğum türlü türlü senaryolarla yerimde tepindim. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım.

Önce makyajımı sildim sonra kolyeyi çıkardım. Elbiseyi çok önemli bir şey tutuyormuşum gibi dolaba geri koydum, elimde olsa onunla uyurdum ama kırışmamalıydı.

Okulda yarını düşünmekten yemek bile yiyememiştim ama ona rağmen aç değildim. Akşam yemeğini yemesem de olurdu. Hemen üstüme eşofman tişört giyip yatağa girdim. Yarın erkenden kalkıp hazırlanacağım için erken uyumalıydım. Alarmı kurup yarını düşüne düşüne uyuyakaldım.

~

Sabah alarmdan beş dakika önce kalktığım için uyuya mı kaldım acaba diye korkup, endişelenmiştim. Neyse ki daha varmış. Kalbim yerinden çıkacak gibi attığı için biraz sakinleşmeyi bekleyip öyle hazırlandım.

Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra makyajımı, elbisemi ayarlayıp aynadan kendime baktım.

"Dişlerimi göstererek gülmüyorum, bana bir şey denmedikçe konuya dahil olmuyorum, yavaş yavaş yiyip utanılacak bir şey yapmıyorum."

Kendi kendimle konuşmam bitince derin nefes alıp odadan çıktım. Üst kattan gelen sesleri duydukça daha çok heyecanlanıp, terliyordum.

Merdivenlerin başına geldiğimde durdum. Üst kattan Akın abim iniyordu, gülümseyip yanına gidecekken Eylül salondan çıktı.

"Bu ne güzellik prensesim. Harika olmuşsun."

Eylül'e hızlı adımlarla ilerleyip sarıldığında bir adım daha atmaya cesaret edemedim.

"Yaa abii!"

Eylül tebessüm ederek abisine sarılmıştı.

Kısa, hafif dekolteli yazlık bir elbise giymişti. Kalçasını, belini güzelce saran bir elbiseydi. Işıl ışıl parlıyordu. Göğüslerinin üzerine gelecek şekilde gerdanını farklı farklı kolyelerle süslemişti.

İNKİSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin