selemecenemeler
~
"Abi eminim anlayışla karşılayacak, endişelenme ne olursa olsun yanındayız zaten."
Kerem'in sesini duyduğumda hafif olan uykum git gide açıldı. Esneyerek yatakta doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Ayakta Kerem ve Yuşa abimi görünce tam seslenecektim ki Yuşa abim konuştu.
"Biliyorum yanımdasınız ama korkuyorum işte, ya nefret ederse benden, sevmezse beni."
Endişeli sesini duyduğumda kaşlarımı çattım. Ne ile ilgili konuştuklarını anlamayınca seslendim. İlk önce saçımı başımı düzeltip daha iyi bir görünüm yaratmaya çalıştım.
"Ne oldu." dediğimde aynı anda bana döndüler. Yuşa abimle bakışırken birden arkasını dönüp odadan çıktı.
Acaba ben mi bir şey yaptım, neden iyiyken bir anda çekip gitmişti ki? Olmayan özgüvenim beni tekrar düşüncelere boğarken kurtarıcım Kerem olmuştu. Bana doğru ilerleyip üstüme atladığında çığlık attım.
Çığlık attığım an ne yaptığımın farkına vardım. Sesim kötü çıkmıştı, saçma bir hareket yapmıştım. Korkarak Kerem'in tepkilerini izledim.
Eski gülümsemesiyle bana baktığını görünce derin bir nefes verdim. İkizimin benden soğuması, ikinci defa kaldırabileceğim bir şey değildi.
"Hadi kalk bakalım, yemek hazırmış" dedi. Kafamı sallayıp onu onayladığımda ikimizde önce yataktan sonra odadan çıktık.
Odamın önüne gelince sordum. "Bu oda kimin?" karşımda kalan kişiyi açıkçası merak ediyordum. Tebessüm ederken elimi tutup beni odaya soktu.
Lacivert, beyaz ağırlıklı bir odaydı. İki tane, ayrı duvarlarda pencere olduğu için oda çok ferah ve aydınlıktı. Duvarda bazı madalya ve kupalar vardı. Çalışma masasının üstünde ise Kerem ve sayamadığım kadar kişinin fotoğrafı.
"Burası benim odam, istediğin zaman gelebilirsin sana kapım daima açık." dediğinde tebessüm edip beline sarıldım.O da kollarını bana doladı ve saçıma öpücük kondurup 'oh' dedi. Bu haline kıkırdadığımda o da güldü.
Galiba bir sporla ilgileniyordu çünkü boyu normale göre daha uzun duruyordu.
"Spor mu yapıyorsun?" dedim.
"Evet, karşında geleceğin voleybolcusu duruyor."
Mutlu olmuştum, ikizimin bir spora yatkınlığı olması beni mutlu ederken, benim hiçbir sporda başarılı olmamam beni biraz utandırmıştı.
"Geç elini yüzünü yıka bekliyorum ben." odasındaki kapıyı gösterdiğinde içeri girdim. Hemen elimi yüzümü yıkayıp, saçlarımı düzeltmeye çalıştım.
Mutlu olabilirdim ama güzel de olmalıydım. Yoksa sevgileri her an bitebilir, benden soğuyabilirlerdi.
Hala çirkindim ama Kenan abim ve babam bana güzel olduğumu söylemişlerdi, belki gerçekten güzeldim.
Bu düşünceme gülüp odadan çıktım.
Ben bu suratla nasıl güzel olabilirim?
"Hadi gidelim." Kerem elimi tuttuğunda beraber aşağıya indik. Salona girdiğimizde yemek masasında oturan Enis abi ve onunla tartışan adamı gördüm. Hala ismini öğrenememiştim.
Bizi gördüğünde yerinden hızla kalkıp yanımıza geldi. "Oh be sonunda ya, sanki başkasının kardeşi göstertmiyorsunuz." yanıma geldiği gibi kollarını bana doladı.
Evet, bir abi daha. Şu ana kadar Enis'i de sayarsak, Yuşa, Kenan şu an bana sarılan abim ile dört abim vardı.
Annemi şimdi daha çok merak etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSAR
HumorGerçek aile hikayesi. Başkalarının nefretini bir şekilde sırtlayabilirsin, içine gömerek hiçbir şey olmamış gibi de davranabilirsin. Peki ya kendine olan nefretin? - İnkisar: Kırılma, paramparça olma hali.