11

4.3K 385 476
                                    

Güneş yüzünden kıstığı gözleri ile bana bakarken kekelememeye özen göstererek gülümseyip, konuştum.

"Selam."

Tek omzuna astığı çanta her an düşebilecek gibi duruyorken, elini kaldırıp bana uzattı. Büyük elini tutup hafif sıktığımda suratına baktım. Sanki bir şeyler düşünüyormuş gibi bakması beni meraklandırmıştı.

Hafiften kafa sallayıp bir şeyler mırıldandığında yutkundum. Hepimiz okula doğru ilerlemeye başlarken düşünüyordum.

Utanmıştım, acaba benim hakkımda mı bir şeyler söyledi? Kötü müydüm? Beklediği gibi birisi değil miydim?

Aşırı düşünmeyi bırakırsam hayatım bir nebze daha iyi olabilirdi belki.

Okula vardığımızda yol boyunca Sinan kimse ile konuşmamıştı. Bu durum benim de modumu düşürmüştü. Çünkü ister istemez benim yüzümden olduğunu düşünüyordum.

Suratım asıldığında sınıfa girmiştik. Kolu omzumda olan Kerem yüzüme doğru eğilip konuştu.

"Bir şey mi oldu, yüzün asılmış?"

Ufak kuruntularım yüzünden ona bela olmamak için kendimi zorlayarak gülümsedim.

"Yok iyiyim, uykum var biraz sadece ondandır." kafasını salladığında yerimize oturmuştuk bile. Tarih dersini şu an kafam alamayacağı için direkt uyumaya çalıştım.

Bu sıralar ile ne kadar yapabilirsem.

~

"Simge... Simge kalk, uykucu." gözlerimi açtığımda karşımda direkt Utku'yu gördüm. Gözümü, rimele dikkat ederek kaşıdım.

"Ne oldu ya?"

"Sinan'ın maçı şimdiki ders, hadi gidiyoruz." Kerem konuştuğunda kafamı salladım. Sinan hariç herkes buradaydı.

Konuşa konuşa spor salonuna girdiğimizde normalinden daha büyük olduğunu fark ettim, ya da bana öyle geliyordu. Tribünlerin çoğu şimdiden doluydu. Biz de ortalarda bir yere oturup beklemeye başladık.

Yeni uyanmanın vermiş olduğu yorgunlukla kafamı yanımda oturan Kerem'in koluna yasladım. Gözlerim kapandığında, başımdan öptü. Tebessüm edip uyumaya devam ettim.

Çok değil, beş veya on dakika sonra takımlar içeri girdi.

Herkes bir anda alkışlayıp, tezahürata başlayınca yerimden sıçrayıp, kafamı kaldırdım. Kerem elini belime atıp sıvazladığında gülüyordu.

Yüzüne yaklaşıp, gözlerimi kıstım.

"Komik mi?" dediğimde o da bana yaklaşıp burnumdan öptü. Gülümsediğimde "Çok tatlısın." dedi.

Kalbim hızlanırken utanıp sahaya döndüm. Gerçekten içinden geldiği için diyordu, hissediyordum, ama kendimi geri çekmeden de duramıyordum. Kendimi o kadar kısıtlamışım ki hiçbir cümleye inanasım gelmiyordu.

Tekrar modum düştüğünde ofladım. Değişmem lazımdı artık.

Sahayı turlarken yutkundum. Sinan ile göz göze gelmiştik. Ben ona tedirgin bir şekilde bakarken onun göz kırpması ile nefesimi tuttum. O tekrar ısınmak için atış yapmaya dönerken kalbim küt küt atıyordu.

Sakinleşmek için derin nefes aldığımda arkadan bir ses duydum.

"Abartma sana niye kırpsın, öndeki kıza yaptı galiba?"

Galiba Sinan hakkındaydı.

"Ay ona niye kırpsın be, ben varken?"

İki kız da gülüşmeye başlayınca olduğum yere sindim. Utanmıştım. Vücudum ısınmaya başladığında hiçbir sey olmamış gibi kımıldamadan sahaya bakmaya devam ettim. Ağlayamadığım için kendimi sıkıyordum ve boğazım düğümlenip acıyordu.

İNKİSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin