Odama geçtiğimde heyecandan yerimde duramıyordum. İlk önce soğuk yapıp şimdi yakın olması garip hissettirmişti ama sorun değildi.Derin nefesler alarak balkona çıktım. Küçük pufları görünce direkt oturdum. Hava hafif hafif eserken daha fazla bekletmemek adına Sinan ile olan konuşmaya girdim.
İlk önce numarasını kaydettim sonra karşıma ilk çıkan profil fotoğrafına baktım. Yemek masasında oturuyordu, elleri masaya yaslı, çenesinin altındaydı. Yüzüne vuran parlak güneş ile adeta bir şaheserdi.
Bu fotoğrafı görünce yüzümü sıvazladım. Böyle bir çocuk kim bilir kimlerle neler yaşamıştı. Düşününce böyle bir çocuğun yanına ben ne alakaydı?
Düşen moralim ile mesajına girdim. Şu an benimle oyun oynadığını bile düşünüyordum. O yüzden olabildiğince ters cevaplar vermeye çalıştım. Tabii bunu ne kadar yapabilirsem. Sonradan daha fazla üzülmek istemiyordum.
Simge: Uyumadım.
Simge: Ne anlatacaktın?
Sinan: Heh!
Sinan: Şimdi oldu.
Sinan: En baştan başlayayım o zaman...
Sinan: Küçükken Mardin'e geldiğini hatırlıyor musun?
Hatırlıyordum.
Sinan: Sana bisikleti kimin öğrettiğini hatırlıyor musun?
Sinan: Bu sabah hiç hatırlıyor gibi değildin, kendimi hatırlatmak zorundaydım,
Sinan: Çünkü seni her şeyden çok merak ediyordum.
Simge: İyi de o çocuğun ismi Agah'tı, Sinan değil.
Sinan: Merhaba ben Agah Sinan Uzar.
Hadi canım! Ailecek gitmiştik. Eylül ve birkaç çocukla vakit geçirirken bisiklet sürmeye başladılar. Ben o zamanlar dört tekerlekliye bile binmemiştim. Eylül'e abimler öğrettiği için çok rahat bir şekilde sürebiliyordu. Bulaşmayıp köşede onları izlerken Eylül, sırf inadına beni zorla bisiklete bindirdi. Çok direniştim ama diğer çocuklar alay etmeye başlayınca utancımdan bir şey diyememiştim.
Pedalı çevirir çevirmez yere kapaklanınca beklediğim oldu zaten... Hep bir ağızdan gülüp dalga geçmişlerdi. Zorlasam neler hatırlardım acaba.
O düşmeden sonra beni Agah kaldırmıştı. Diğerlerine birkaç şey söyleyip onları korkutmuştu ama hatırlamıyordum. Ben teşekkür bile edemeden, kendi bisikletini getirip bana öğretmeye başlamıştı.
Hayatımda değerli hissettiğim ilk gündü.
Sinan: Hatırlarsın diye tahmin etmiştim ama pek beklediğim gibi olmadı.
Sinan: Neyse önemli değil, eninde sonunda hatırladın ya, yeter.
Simge: Özür dilerim, aslında hatırlardım ama küçüktük, unutmuşum.
Sinan: Saçmalama!
Sinan: Ne özrü?
Sinan: Ben sadece tanıyalım diye şey yaptım zaten.
Sinan: Önemli değil hatırlamaman, sıkıntı etme.
Sinan: Küçüktük, normal yani.
Simge: Tamam o zaman...
Hayatımda ilk defa karşı cins ile bu kadar mesajlaşıyordum ve şu an ne yazacağımı bile bilmiyordum. Stresten tırnak etlerimi yerken onun yazması biraz daha rahatlattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSAR
HumorGerçek aile hikayesi. Başkalarının nefretini bir şekilde sırtlayabilirsin, içine gömerek hiçbir şey olmamış gibi de davranabilirsin. Peki ya kendine olan nefretin? - İnkisar: Kırılma, paramparça olma hali.