16. Bölüm: 7 13 48

1.3K 105 83
                                    

(Part 2)

Garson elinde kırmızı şarap ile geldi, Demir anında "İçmem" Diye yanıtladı. Gayet ciddi görünüyordu.

Normal şekilde yemeğini sakince yiyor, ve bana asla bakmıyor du.

Şarabı reddetim ve garsonu geri gönderdim. Buralara gelmeye alışık gibi görünüyor du. İlk defa bu kadar ciddi bir ifadesi vardı. İtiraf etmeliyim ki, ciddi hali normalden daha çekici oluyordu. Bunun farkında olmalıydı. Demir istediği kadını elde etmek için ugrasmasına gerek yoktu.

Belirgin yüz hatları, hafif kemikli bi yüzü vardı. Teni benimki kadar olmasa da beyazdı, saçları kumral ve kahverengi arası bir renkti. Ayna da saatlerce saçlarıyla ve ya kendiyle ugrasmasına gerek yoktu. Ve özellikle dikkat çeken dolgun dudakları vardı. Dudakları benimkiler le yarışır durumdaydı.

Yine üstünden çıkarmadığı lacivert tişörtü ile karşımda oturuyordu. Aslında bu tişört her yerde giyilir di.
Ama bu akıllı komiser, çiçek ve lotus motifleri nin olduğu mavi kot ceketle giyinmişti.

En sonunda, yemeği bırakıp arkasına yaslandı sıkkınca. Gayet dik şekilde olduğum yerde direkleri mi masaya dayamış şekilde duruyordum. Sanırım ona hayran hayran bakarken yakalamıştı beni.

Ondan etkilenmiyorum. Sadece fazla yakışıklı.

Olduğu yerden süzdü beni. "Sence de fazla abartmadın mı?" Diye sordu. Bu soruyu ciddi mi sormuştu ki?

Gayet ciddi şekilde, "Ne anlamda?" Diye sordum karşılık olarak. Beni inceliyordu, ama keşfetmesi imkansızdan öte bi durumdu.

Sadece onu yemeğe çıkardım, bunun nesi yanlış? Biraz ani davrandığımın farkindaydım. Bu onu şaşırtmıştı. Ve Dilanı...

Dudaklarını birbirine bastırdı, "Beni, ortağını," dedi. "Sahil kenarında aşırı lüks bi mekana getirip yemek yemek istemen biraz abartı değil mi?" Dediğinde ona alayla cevap verdim. "Neden? Ben insan değil miyim? Açıkamaz miyim?"

Bana varlık görmüş gibi bakıyordu.
"Şaka mısın?" Diye sordu alayla.
Anlamlandırmaya çalışıyor du.
Ama bunun bir anlamı yoktu.

Benim için anlam içeren tek şey vardı, o da kardeşlerim ve ailem di.

"Ah," dedi. "Bu hayatımda ki en garip deneyim olacak!" Dedi kendisi ile konuşarak.

Arkama yaslandım, "Nedenmiş?" Diye sordum. Bana garip garip baktı, sonra bardaktaki suyu tek dikişte içti, dudaklarına bulaşan ıslaklığı dili ile sildikten sonra, "Bir mafya ile yemeğe çıkmak," dedi kendine inanmıyormuş gibi. "Hayatimin en farklı deneyimi olacak"

"Bir Mafya değilim ki ben." Dedim.
Küçük bir kahkaha attı. Başını hızlı hızlı aşağı yukarı salladı. "Ne oldu o, ben mafya yım korkun benden günlerine" Diye sordu ama ciddi değildi.

Onlara mafya olduğumu söylemiştim, ama bu onların dili ileydi. Okudukları polisiye kitaplar, ve izledikleri mafya filmlerin den öğrendikleri bir kelimey di "mafya"
Onların diliydi bu.

Ona inanmıyormuş gibi burnumu ve dudaklarımı bürüşturdum hafifçe. "Mafya değilim," Dedim hızlıca.
"Bu sizin diliniz"

Demir şüpheci baktı bana, "Öyle mi?" Diye sordu. "Nesin o zaman?"

"Size en başında, 'Yasa dışı işler, holdingler, ve teşkilatlar kuran bir ailenin en küçük kızıyım' deseydim anlayacak mıydınız?" Diye sordum ciddi ciddi. Güldü yine, tam konuşmak için ağzını açmışken, "Size ikinci grup, Helian ajanı olduğumu, ve ya yanında dolanan Dilanın bile bizim bir üyemiz olduğunu söyleseydim?" Dediğimde afalladı. Şaşırdığı kısım Dilanın önüne kısım olmalıydı.

BaşrolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin