18. Bölüm: Üçüncü Cinayet

1.2K 87 50
                                    

"Nalan Güven, kırk bir yaşında kadın, dört gün önce kayıplara karışmış ve cinayetin işlendiği binanın alt caddesinde iki gün önce kan izleri ve bazı DNA ları bulunmuş fakat kendisinden haber alınamamış," Demir gözlerini cesetten ayırarak polis memuruna döndü tekrar, "Başka?" Diye sordu.

"Nalan Güven, aynı zamanda açık arttırmalar da önemli yer tutan bir kadınmış komiserim, fakat öldülme den hemen önce açık arttırma dan kazandığı, hatta sunduğu, sunacağı bütün değerli eşyalar çalınmış."

Bu bilgiyi öğrenince Demirin yüzünde ufak bir değişme oldu,
Bu fark ediliyor du.

Onun da aklına aynı şey gelmiş
olmalıydı, Siyah Maske.

Bu cinayeti ondan başkası işleyemez di. Bunu Demir de anlamış olmalıydı ki sordu, "Ev çok büyük, bu kadın bu kadar önemli mücevherleri illahaki kamera ile koruyor dur, evde kamera var mıymış?" Dediğinde polis memuru hemen başını salladı.

Tam ağzını açacağı sırada içeriye uzun smokin giyen bir adam girdi,
Bu kişi evin baş hizmetlilerin den,
Yani evin Kahyası olmalıydı.

"Var, hemde bir sürü var efendim." Dedi adam polis memuruna fırsat vermeden. Demir ciddiyetle sordu,
"Siz kimsiniz?" Dedi. Adam cinayet vakasının dibinde, bir cesetle yan yana olmasına rağmen oldukça soğuk kanlı gibiydi. "Ben bu konağın kahyası, İbrahim" dedi.

Orta yaşlarına yeni girmiş Adam oldukça fit bir vücuda sahipti. Ve bu onu daha da genç gösteriyor du.
Başımı çevirdiğim de, camdan bir genç çocuk gördüm. Benim yaşlarım da vardı, yoktu. Elinde sigarası, yanında ise içki şişesi vardı. Sarhoş gibi görünmüyor du. Fakat üzgün gibiydi.

İbrahim bey bize, "Sizi güvenlik odasına götürmemi ister misiniz Komiserim?" Diye sordu.

Buna hayır diyecek değildik herhalde.

Demir hemen cesedin yanından geçerek, İbrahim beyin yanına geldi, ben de onları takip ettim, İbrahim bey, eli ile yukarıyı göstererek, bizi merdivenlere yönlendirdi. Biz Demir ile yan yana merdivenler den çıkarken, bir yandan bu koca konağı inceliyorduk.

Oldukça büyüktü burası, oldukça hemde... Her yerde tarihi tablolar ve heykeller vardı. Eve girerken de görmüştük ki, dışarı da da bir sürü heykel vardı. Aynı zamanda evin dekorları çok göz alıcıydı. Büyük ihtimalle Nalan hanım, hepsini açık arttırma dan almayı başarmıştı.

Merdivenler den yukarı çıkınca koridorun en köşesin de "Kamera Odası" yazan odaya Demir benden önce direkt girdi. Ardından İbrahim bey, bize bilgisayar dan bu günün kamera görüntüleri ni açtı, sabah altı civarında kamera kayıtları açılıyor, ve saat akşam sekiz de kapanıyor du. Bu garipti, asıl gece saatlerin de açık olması gerekiyor du.

"Bu çok garip, bir hırsız asla sabah saatlerin de işini yapmaz?" Dediğimde de Demir kamera görüntülerini kurcalıyor du.

Tek boşluk vardı, o da saat tam öğlen zamanıydı. Fakat kamera ile yüzde yüz ihtimalle biri oynamıştı. Öğlen saatinde sadece kameralar dört saniye kadar bir karartı haline geliyor, sonra tekrar eski haline dönüyor du.

"Kamera ile oynanmamış" dedigim de Demirin bana baktığını gördüm. Kısa bir bakışma geçti aramızda.

"Bir katil ve bir hırsızın dört saniye de bunları yapması imkansız" dediğin de haklı gibi görünüyor du.
Fakat, küçük bir ayrıntı benim söylediğimi kanıtlamaya yeterdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BaşrolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin