8. Bölüm: Çilli'm

2.9K 177 105
                                    

"Çilli'm!" Diye bağırdım arkasından "Ya beklesene!" O kadar hızlı yürüyordu ki nerdeyse koşacaktı.

"Ne var ya!" Diye arkasını döndü durup, onun hizasına geldiğimde bana kızmış olduğunu gördüm. Aslında bana değil annesine kızgın dı... ona gözlük takmayı zorunlu kılmıştı ve bundan hiç hoşlanmıyordu.

"Senin derdin ne?" Diye sordum bilmiyormuş gibi, aslında en iyi ben biliyordum ama sorma gereği duydum bari bana kızmasaydı.
"Sence?" Dedi, soruma soruyla yanıt vererek. Göz devirdim. "Bu kadar kötü olan ne?" Dedim kollarımı iki yana açarak.

"Gözüm bozuk değil ki benim? Niye takmak zorundayım?" Diye sordu yalvarır bir sesle bana, normalde nadir olarak bir şeylere kızardı gerisinde hep neşesi üzerindeydi. Hiç yerinde durduğunu görmedim.

"Ben ne bileyim annen öyle demiş." Şahsen bunu sorarken kızmasından korkuma sonra sesim kısıldı, bi kere kızarsa sağlam kızıyordu o yüzden... Allah aşkına daha on iki yaşındasın bu ne sinir? Eee bu ne güzellik?

"Limon!" Dedi üzerime gelerek, tamam canım kızma ne dedik ki! "Vicudumda fazlalık gibi hissediyorum, çok rahatsız!" Yakışmadığı için değil, rahatsız hissettiği için takmak istemiyordu.

Caddeden aşağı inmeyi başarmıştık Çilli'm in sayesinde zar zor, okulun sokağına diğer caddeden girecektik. Aynı okula gidiyorduk ama tenefüslerde görüşmüyoruz. Zaten aynı sınıfta değildik

"Çilli'm bi şey soracağım..." diye söze başlayınca sözümü anında kesti, ben bir adım arkasında gidiyordum. Durunca ben yürüdüğüm için önüne geçtim arkamı döndüğümde kollarını bağlamıştı.

"Bana niye Çilli'm diyorsun?" Hiç beklemediğim bir soru sormuştu, uzun süredir diyordum ama hiç sorgulamamıştı. Bir anlık afalladım, yutkunmak zorunda kalbimde hangi duyguyu hissettiğimi anlayamadım, sonra kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

"Yani, çillisin işte..." Dedim ilk ona bakmayarak, sonra kafamı yüzüne çevirince verdiğim cevaptan tatmin olmamıştı "Çillisin ve bir tek sana böyle söyleyen benim, o yüzden Çilli'm işte!"

Cevap vermesini bekledim ama vermedi, öylece aynı pozisyanonunda yürümeye devam etti,

Ben yavaş yürümek isterken o baya hızlı yürüyordu, çünkü gün cumaydı
Ve yarın yine onu göremeyecektim. Efenin yanına gidecekti, bir günde gitmese olmaz mıydı sanki?

Yürürken konusunu açmak istedim ama konuşacak gibi bir hali yoktu, yürümeye devam ettik ve okul bahçesinin önüne geldik. Bahçede dolaşan bazı arkadaş grupları vardı. O kendi arkadaşlarının yanına ben kendi arkadaşlarımın yanına gidecektim.

Okulda lise ve ortaokul birleşikti, bir yan okul ise aynı okulun ilkokul haliydi, genelde liseliler erken gelirdi okula. Karşıda arkadaşlarımı gördüğümde yanıma baktım oda kendi arkadaşlarını arıyordu.

"Burda yollarımız ayrılıyor Çilli'm," Dedim üzgünce, o sırada karşıda ağacın dibine sirtina yaslamis siyah kapşonlu hırka ile her yerini kapatmış Efeyi gördüm. Daha önce hiç konuşmasam da bana göstermişti Efe'yi.

Okulda bazı dedikodular vardı onun hakkında, yüzünü göstermemesi yada konuşmamasının sebebinin ailesini yangında kaybettiği ve yüzünün yangında yandığı için kimseye göstermediğini söylüyordu neredeyse tüm okul. Acaba Çilli'm yüzünü görmüş müydü?

Kafamı ona çevirirken lise ikiye giden Aras'ın bana el hareketi yaptığı ve yanına çağırdığını gördüm, Aras lise ikiye giden bir çocuktu ama aramızda yaş farkı fazla yoktu. Erken okula başlamıştı, yani evet iyi arkadaştık hatta çok yakındık.

BaşrolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin