7. Bölüm: KARAR

318 21 6
                                    

Selaam beybeyiimlerim. Artık hedef koymanın vakti geldi de geçiyor bile. Bende artık emeklerimin karşılığını almak istiyorum. Eğer ki siz bu satırları okuyup benim hikayeme bir şans vermiş iseniz ben birşeyleri başarıyorum demektir. Ama emeğimin karşılığını almak için sizin desteğinize ihtiyacım var...

İyi okumalar.

Sınır: 60

———

Koskoca bu hayatta kaderimin bana sunduğunu insanlarla geçinirken, içimdeki yangın kaderimin önüne geçmeye çalışıyordu. Tam şu an karşımda duran adam benim kaderim olmamalıydı. Çünkü içimdeki ateş buna izin vermezdi.

"Kes artık şunu Koray. Beni böyle mi korkutacaksın? Sakın sakın bir daha bunu denemeye kalkma!" Dedim ona kaldırdığım elimin çoktan titremesini durduramadan. Ağlamak istiyordum her ağlamak istediğimde ellerim titrerdi.

Pişmandı. Yüzünde gayet açık ve net olan ifade pişmanlıktı. Ama ben Korayı tanıyorsam asla geri adım atmazdı özür dilemezdi. "Ne o yeni patronuna falan mı güveniyorsun?" Diye sorduğunda daha fazla dayanamayarak arkamı döndüm ve klübe doğru ilerledim. Sert bir şekilde kolumu kavrayıp gitmemi engellemişti.

"Sırf Duygu için katlanıyorum. Eğer Duygu arada olmasaydı şu an hapisi boylamıştın dua et kardeşine Koray." Daha fazla  dayanamayarak koşmaya başladım. Bu sefer klübün aksine yola doğru koşuyordum. Hava serindi, hafif hafif yüzüme çarpıp saçlarıma dalga efekti veriyordu. Gözümden akan bir damla yaş yer çekimine dayanamayıp hızlıca akıp gitmişti.

Koşmam yavaşlamıştı. Nefes alış verişlerim düzene sokmaya çalışırken bir araba farı gözlerimi yakmaya başlamıştı. Tam karşımda duran arabadan çıkan kişiye bakmak için uzun bir çaba harcadıktan sonra bunun Vural beyden başkası olmadığını anlamıştım. Sertçe arabadan inip tamda karşıma geçmişti. Giydiği siyah smokin asla ciddiyetindem ödün vermiceğini açık açık bağırıyordu.

"Sana bir daha karşıma çıkma demiştim." Galiba klüpde olan karşılaşmamızdan bahsediyordu. Bakışları sert ve adımları bir o kadarda aynıydı. Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu resmen. "Neden konuşmuyorsun? ve neden ağlıyorsun sen?" Beni böyle ağlarken görmemeliydi. Sinirle gitmek için atağa geçmiştim. Hızlı bir şekilde ilerlerken onun cümlesiyle olduğum yerde donmuştum.

"İki oldu soysal kızı. Üçüncüde böyle karşılanmazsın."

🍴

Eve gelmiş yorgunluktan üstümü değiştirip kendimi yatağa atmıştım. Düşünceler ve olasılıklar kafamın içinde topak haline gelmişti. Gece geç saate kadar kafamın içinde bir çok olasılık geçirdim. Ama sonunda uykuya dalabilmiştim.

🍴

Sabah telefonun alarmına zar zor uyansamda hızlıca kalkıp elimi yüzümü ve kıyafetlerimi giydikten sonra mutfağa geçtim. Babaanem için bir kaç atıştırmalık hazırladıktan sonra yemesi için masasına koydum. Hemen baş ucunda duran masaya ilaçlarınıda koyduktan sonra yatakta boş olan yere oturdum ve camı izleyen babaanneme baktım. Asla bana bakmıyordu. Geceleri her seferinde ağlamalarını duyuyor ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Babannem neden böyle yapıyorsun? Ailemden tek kalan izsin sen benim. Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun dimi?" Bunu dememle babannemin gözünden bir damla daha akmıştı. "Ben seni bulduğumda sadece onsekiz yaşındaydım. Pes etmedim araştırdım. Annem ve babamı mezarını bulamadım ama seni buldum belki bilirsin diye. Ama sonra senin konuşamadığını öğrendim. Ben seni böyle de kabul ettim babaannem. Sen benim babamın annesisin üzülmeni istemiyorum. Ne yapmış olursan ol, kime ne demişsen ol, hata kime ne zarar vermişsen ol ben seni yinede severim." Son cümlemden sonra hayatımda işk kez yaşadığım bir anı yaşadım. Babannem yavaşca kafasını bana çevirmişti ve şimdi tam gözümün içine bakıyordu.

Gizli mafya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin