14 Eylül 2005Soysallar şirketi bir gerçekle daha yüzleşmekteydi. Emek verdikleri şirketleri gözleri önünde batıyordu. Serdar soysal ve ortağı Kemal İzzet konuşmak için bir araya gelmiştiler. Serdar soysal her şeyden habersiz çayını yudumluyordu.
"Bir şeyler yapmazsak ve o bilgileri sızdıran kişiyi bulmazsak bütün varlığımızı kaybedebiliriz." dedi Serdar.
Kemal izzet iyi bir oyunculukla yalanına devam etti. "Haklısın Serdar bir şeyler yapmalıyız. Son ihalede verdiğimiz açık bizi epeyce zarara soktu." dedi Kemal elinde ki sigaranın külünü çimenlerin üstüne savurarak. "Bana sorarsan imza yetkisini Neriman teyzeye verelim derim. Hem şüphe duymayacağımız sayılı kişilerden hem de bu konularda bilgi sahibi."
Serdar yüzünde ki kirli sakalını kaşıyarak düşündü. "Annem ne kadar bilgi sahibi olsa da bu yükü taşıyacağını sanmıyorum Kemal."
"Neriman teyzeden bahsetiyoruz Serdar. Bu şirketi yücelten kişiden." demişti Kemal kendinden emin bir sesle.
"Bir daha bana teyze dersen bütün askerlerimi üstüne salarım sonra teyzenin ne olduğu unutursun. " Bu ses Serdar soysalın annesi Neriman soysaldan başkasının sesi değildi.
"Vay Neriman sultanda buralardaymış. Gözümüz sizi arar oldu sultanım." dedi Kemal eline ki sigarayı masanın üstündeki küllüğün içine atarak.
Serdar annesini görünce gülümsemesini gizleyememişti. "Bizde tam senin hakkında konuşuyorduk Anne."
"Konu ne benim oğlum."
"Şirketin imza yetkisini sana vermeyi düşünüyorduk." dedi Serdar annesinin her şeyden haberdar olmadığını emin olarak ama aslında annesi her şeyden haberdardı.
Neriman sahte bir şaşkınlık sergileyerek oğlunun yanında ki sandalyeye oturdu. "Nedenmiş o?"
"Anne biliyorsun şirkette birileri dışarıya bilgi sızdırıyor. Eğer sende imza yetkisi olursa işimiz bir tık daha kolay olur. Tabi sende istersen."
Neriman'ın vicdanı sızlamıştı. Oğlunun arkasından kuyusunu kazıyordu. Kemal ile iş birliği yapıp amaçları Serdarı bitirmekti. Kemal ne yapmış etmiş Neriman'ın aklına girmişti. Ona milyonlarca teklif sunması onun için yeterli oluyordu.
🍴
İşte ilk günümdü, villaya gelmiştim. Emel hanımın verdiği anahtarla evin kapısını açmıştım. Villanın etrafında şaşkınlığımı gizleyemeyeceğim kadar fazla koruma vardı. Nedenini merak ettiğim kadar fazlaydılar.
Anahtarı tezgahın üstüne bırakıp çantam ve paltomu sandalyeye asmıştım. Aslında mutfak haricinde öbür odalara girmem yasaktı ama çalıştığım yeri tanımak için bu suç sayılmadı. Küçük bir kaçamak yapıp salona doğru adımlar atmıştım. Bir ses duymamla yerimden sıçramıştım. "Hey sen nereye gidiyorsun?" Sanki bir suç işlemişim ve yakalanmışım gibi ellerimi kaldırarak arkamı dönmüştüm. Bir adam takım elbiseli bir şekilde karşımda duruyordu.
"Salona gidiyordum da şeyimi unutmuşum." dediğim de gerisini getirememiştim bunun yerine kendimi tanıtmam daha mantıklı olacağını düşünmüştüm. "Ben yeni aşçı Kumru Soysal." dedim adamın ürkütücü bakışlarından kurtulmak için buna gerek duyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli mafya
أدب المراهقينTanımadığı bir evde aşçı olarak işe başlayan Kumru Soysal. Gözü kara iş adamı Vural izzet ve Arkasında yatan dağ gibi yapboz parçalarıyla dolu sırlar. "Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak." ❗️+18 Sahneler mevcuttur. Şiddet ve argo içerir.❗️ Başlama...