İyi okumalar
-
"Kumru." Duygu ilk önce bana daha sonra ise Vurala bakmıştı. "Senin burda ne işin var?" Korkudan ne diyeceğimi Duyguya nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Duygu ona hiç bakmıyor ve sadece bana bakarak konuşuyordu. Ben ona konuyu açıklamak için konuşacakken Vural hiç beklemediğim şey yapmıştı elimi tutmuştu. Ben de dahil bütün gözler Vurala dönmüştü. Duygu şokun etkisiyle sadece elimize bakıyordu.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken ilk kez böyle bir şey oluyordu. Ona baktım sanki bizden başkası yokmuş gibi o da bana baktı. Normal de olsa elimi çekmem gerekirken öyle bir şey yapmamıştım.
"Kumru bu ne demek oluyor?" Diye sormuştu Duygu sadece ve sadece bana bakarak. Koray burnundan soluyordu biraz daha el ele tutuşursak Vuralın üstüne atlayacağından emindim.
Duygu gözlerini ayırmadığı ellerime bakarken sanki anca idrak ediyormuş gibi ikimizin arasında göz gezdirdi. Biz bir şey söylemeyince de Duygu harekete geçip üstüme yürümüştü. Üstüme yürümekle kalmayıp fevri bir hareketle beni onuzlarımdan itmişti. "Ben sana arkadaşım dedim be. Sen bana bunu nasıl yaparsın?" Duygunun itlemesiyle onunla ellerimiz ayrılmıştı. Tamamen boşluğa düştüğümde gözlerim dolmaya başlamıştı. "Sen benim aşık olduğum adamla çıkacak kadar alçaldın mı Kumru? Cevap ver bana." Ben cevap vermedikçe o daha çok sinirleniyordu.
"Sen hayatın boyunca sevilmedin Kumru." Duygunun canı yandığında karşısındakinin canını yakmadan asla durmazdı. "Ağladığında, güldüğünde senin yanında ben vardım. Ben neden yalnızım diye ağladığın günlerde de vardım." Bunları bende biliyordum ama başka birinden duymak çok farklıymış. Kalbime çöken ağırlıkla birlikte nefesim kesilmeye başlamıştı farkında değildim ama büyük ihtimalle ağlıyordum. "Peki sen benim mutlu olduğum günlere böyle mi karşılık veriyorsun?" Canım yanıyordu. Duygu karşımda kıpkırmızı gözlerle bana bakıyordu.
Koray, Duygunun kolundan tuttuğu gibi evden çıkardı. Duygu hiçbir şey söylemeden ağlayarak abisinin komutuyla gitti ardından sadece sertçe kapanan kapının yüzü kaldı. Her şey bir kaç dakika içinde gerçekleşmişti ama sanki saatlerce bu anın içinde kaybolmuş gibi hissediyordum.
Ben nefes alış verişlerimi hala düzene sokamazken hızlıca Vuralın yanından ayrılıp merdivenlere ilerledim. Yalnız kalmam gerekiyordu, yalnız kalıp sakinleşmem gerekiyordu. Vural arkamdan seslensede çok uzaktan gelmişti ben çoktan odaya girip kapıyı kitlemiştim.
Kendimi daha fazla tutamayarak hüngür hüngür ağlamaya başladım. Haketmediğim şeyleri yaşadığım için daha fazla ağladım. Sanki tüm suçlusu odada olan eşyalarmış gibi elime geleni yere fırlattım. "Çaresiz olmaktan bıktım!" Diye isyan ettim. Babannemden sonda en yakın dostumuda kaybetmiştim. Elime geçen parfüm şişesini duvara fırlattım.
"Anne neden beni bırakıp gittin!" Annem olsaydı bunlar olmazdı. Ben kimseye muhtaç olmazdım. " Baba neden kızını bırakıp gittin!"
Kapının dışından gelen vurma sesleri algımı çok az kaplıyordu. Birileri içeriye girmek istiyordu ama ben şu an buna hazır değildim, ağlamam gerekiyordu ama elimde değildi. Kriz gittikçe sakilleşemeyeceğim bir hale dönüyordu. Bütün yılların birikmişini yaşıyordum.
Kendimi nasıl sıktığımı bilmiyorum ama yine o titremeler gelmişti. Kendimi sonunda yere bırakırken kalbimide söküp yere atmak istedim. Dizlerimin üzerinde ki ellerime baktık, sanki benden çok onlar isyan edermişçesine titriyordu. Onlar içinde ağladım. Titrememesi için ellerimi birleştirip bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Tekrardan ağlamaya başladım. "Ben suçlu değilim, ben kimseye ihanet etmedim!" Son sözümün ardından kapı kırılma sesi geldi. O kadar uzaktan gelmişti ki gerçek mi değil mi ayırt edememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli mafya
Teen FictionTanımadığı bir evde aşçı olarak işe başlayan Kumru Soysal. Gözü kara iş adamı Vural izzet ve Arkasında yatan dağ gibi yapboz parçalarıyla dolu sırlar. "Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak." ❗️+18 Sahneler mevcuttur. Şiddet ve argo içerir.❗️ Başlama...