5.Bölüm

199 12 1
                                    

"Çünkü artık burada yaşamıyorsun!"

"Yaşamıyorum?.. Ne demek ya.."

Feryal Tarığa baktıktan sonra arabadan inip Ferit'in karşısına dikildi.

"Ne demek artık burada yaşamıyorsun?"

"Basbaya yaşamıyorsun işte. Neyini anlamadın? Londrada yaşaya yaşaya Türkçeyi mi unuttun kızım?!"

"Sen tam olarak hangi hakla beni dedemin evinden kovuyorsun?"

Ferit histerik bir kahkaha attı.

"Dedenin.. Allah Allah ya deden demek.. Madem Halis Ağa senin dedendi neden sen bu konakta bizimle birlikte yaşamadın Feryal? Neden yurt dışına gittin. Ah pardon gönderildin? Zorla?"

Feryal'in gözleri dolmuştu ama ağlamamak için kendini kasıyordu. Alnındaki damar belirgin hale gelmişti. Dişlerini sıkarak konuştu.

"Sus Ferit!"

"Susmuyorum ya susmuyorum napacaksın susmuyorum! Hatta devam edeyim neden senin bu yalı yerine yurt dışında yaşadığını da anlatayım mı?" Arabanın içinde oturan Tarığa baktı.

"Gel gel sende gel bak evine aldığın kızın hayat hikayesini öğren in arabadan. İN AŞAĞI!"

Tarık olan bitenden hiçbir şey anlamamasına rağmen aşağı indi.

"Hah aferin şimdi devam edebilirim"

"Sen neye devam ediyorsun ya hayırdır?"

"Feryalin hayat hikayesini anlatmaya."

"Saçma sapan şeyler yapma Ferit"

"Sana ne ya? Sana ne benim ne yaptığımdan dinleyeceksiniz beni ikiniz de sorgulamadan!"

"Anlat hadi ne anlatıyorsan. "

"Dedem var ya küçükken bunu hiç sevmezdi."

"Neden?"

Ferit güldü.

"Kız diye, Korhan soyunu devam ettiremez diye. Ailemize layık değil diye tuttu bunu da anasını da yurt dışına yolladı senelerdir orda yaşıyorlar şimdi çıkmış gelmiş beni dedemin yalısından kovamazsın diyo"

Tarık susmayı tercih etti. Feryal ise daha fazla dayanamadı ve gözlerinden birer damla yaş aktı.

"Ee burada böyle dikilmeye devam edecek misin? Ah yoksa anlamaya Türkçe mi yetmedi? İstersen İngilizce anlatayım ha ne ders--"

Feryal Ferit'in cümlesini bitirmesini beklemeden suratına tokatı geçirdi. Yüzüne yediği tokat karşısında Ferit kahkaha atmaya başladı.

"Güzel... demek ki anlamışsın bu yalıda yerinin olmadığını aferin aferin."

Ferit Feryal'in valizlerini Tarığa yaklaştırdı.

"Al bakalım bunları ellerinden öper. Hadi görüşürüz"

Ferit yalının kapısından içeri girip kapıyı Feryalin suratına kapattı.

"Tarık... gidebilir miyiz burdan ben daha fazla burada kalmak istemiyorum..." Feryalin sesi titriyordu.

"Tamam... tamam sen geç arabaya ben valizlerini koyayım bagaja"

"Hhm.."

Feryal arabaya geçip Tarığı beklemeye başladı. Tarık valizleri bagaja koyduktan sonra sürücü koltuğuna geçti.

"Beni otele bırakır mısın?"

"Hayır."

"Ne demek hayır?"

"Seni otele bırakmam demek."

"Ben İhsanlı Yalısına gelmem"

"Sebep?"

Feryal hafif ve acılı bir şekilde gülümsedi.

"Kendi ailem beni istemezken beni eve almazken siz neden alasınız?"

"Sokakta bırakacak halim yok seni Feryal."

"Sokakta bırak demiyorum zaten Tarık otele bırak diyorum ama istemezsen bi taksiye binipte gidebilirim"

"Hayır hayır.. o zaman şöyle yapalım seni bizim yazlık eve götüreyim."

"Yazlık ev mi?"

"Hıhı yazlık ev yani dağ evi gibi ama dağda değil."

Feryal güldü. "Dağ evi gibi ama dağda değil..." anlamadım..

"Neyse gidince görürsün"

"Pekiii"

Tarık arabayı çalıştırıp dağ evine doğru sürdü.

İHSANLILARIN DAĞ EVİ

Feryal yolda gelirken uyuyakalmıştı.

Tarık evin önüne gelip Feryale baktı.

"Yine mi uyuyakaldın sen?Feryal... Feryal uyan bak geldik hadi."

"Hmm? Ne olmuuuuş?" Feryal gözlerini açmadan uykulu bir şekilde konuşuyordu.

"Yazlık eve geldik diyorum hadi içeri girelim de yatakta uyu eminim arabanın koltuğundan daha rahattır."

Feryal yavaşça gözlerini açtı.

"Ben yine mi uyuyakaldım ya?"

"Evet... ama uzun bir yolculuktu normaldir."

"Hhm o zaman şey yapalım.. içeri geçelim."

Feryal arabadan indi ve Tarığın kapıyı açmasını bekledi. Tarık arabadan inip evin kapısını açtı.

"Sen içeriye geç ben valizlerini alıp geliyorum"

"Hhm tamam"

Feryal içeriye geçip etrafa bakınmaya başladı. Son günlerde yaşadığı şeyler o kadar zordu ki  hâlâ bu kadar dik durmasına kendisi de şaşırıyordu. Gelmekte hata mı etmişti? Ferit haklıydı. Dedesi onu hiç sevmemişti ki? Eğer yaşasaydı da değişen bir şey olmayacaktı. Feryal düşüncelere öylesine dalmıştı ki Tarığın geldiğini fark etmemişti. Tarık Feryalin arkasından gelip omzuna dokununca Feryal olduğu yerde irkilip Tarığa döndü.

"Korkuttun mu?"

"Ha yok hayır ben dalmışım.. düşüncelere geldiğini fark etmemişim."

"Ne düşünüyordun?"

"Buraya neden geldiğimi..."

"Halis ağa için?"

"Evet..evet onun için ama eğer yaşasaydı da bir şey değişmeyecekti ki.. yine beni görmek istemeyecekti yine ben yokmuşum gibi davranacaktı yine beni sevmeyecekti..Ferit haklı biliyor musun? Dedem beni hiçbir zaman sevip o aileye  uygun olarak görmedi. Ben onun için gereksizin tekiydim. Ne varlığımın bir önemi vardı ne de yokluğumun.. Ben... "

Tarık Feryalin konuşmasına fırsat vermeden Feryali kendine çekip sarıldı. Feryalin kafası Tarığın göğsüne denk geliyordu. Tarık çenesini Feryalin kafasının üzerine koyup saçlarını okşamaya başladı. Feryal ise hıçkırarak ağlıyordu... Onca  yılın acısını dışarıya vuruyormuşcasına ağlıyordu.

"Tarık..."

"Efendim?"

Feryal Tarıktan ayrılıp gözlerinin içine baktı.

"Ben..."

"Sen?"

"Ben..."

"Sen ne Feryal?"

"Ben Londraya geri döneceğim."

5.BÖLÜM SONU

KALBİNE SÜRGÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin