- 2.4 -

490 37 11
                                    


Selamınaleyküm ✨

Multimedya: Ruhan :)

•••

Hepimizin yüzünde aptal bir sırıtma, ferace ve başörtü seçiyorduk. Dün olanlardan sonra otele dönmüştük.

Bugün sabah da Talha'dan bir mesaj almıştım.

Talha: Selamünaleyküm

Talha: Bugün Osman Gazi'nin türbesine gideceğiz değil mi?

Talha: Kaçta buluşalım?

Bu mesajlarına yanıt vermiştim ve yarım saat sonra lobide buluşacaktık.

Selma elindeki bebe mavisi sufleyi (khimar) salladı bize doğru. "Bugün hepimiz sufle takalım mı?" diyince Ayden ve ben onayladık. Üç katlı ve sanırım açık tonda bir krem rengi olan suflemi aldım. Ferace olarak da pembe bir ferace seçmiştim. İkisinin renk uyumu güzel olmuştu ve mevsime de uymuştu.

Selma bize gösterdiği bebe mavisi sufleyi takıp altına da mavi bir elbise ferace giydi. Ayden ise zümrüt yeşili bir sufle tercih etti ve siyah elbise ferace giydi. Bu iki renk yeşil gözlerini ortaya çıkarmıştı.

Hazır olduğumuzda küçük omuz çantamı taktım ve onlar da çantalarını alınca lobiye indik. Tam vaktinde inmiştik fakat onlar bizden önce gelmişti anlaşılan.

Talha, Selim ve Esat bizi görünce hemen gözlerini kaçırmışlardı, biz de aynı şekilde.

Oturdukları koltuklardan ayaklandılar. "Hazırsanız çıkalım kızlar?" dedi Esat. Biz onaylayınca Osman Gazi'nin türbesine doğru yola çıktık.

...

Osmanlı aşığı olarak benim gözlerimden yaşlar akıyordu. Ayden'in de gözleri dolmuştu. Selma ise gözlerini kapatmış, derin derin dua ediyordu.

"Hani artık yalnız mutluluktan ağlayacaktık?"

Duyduğum sesle Talha'ya döndüm. Başımı iki yana salladım. "Atam... Dayanamam." dedim burukça gülümserken. Benim hakkımda her şeyi bildiğini varsayarsak, Osmanlı ve iyi olan padişahları sevdiğimi de biliyor olmalıydı.

Derin bir nefes aldım ve ben de dua etmeye koyuldum. En son Fatiha ve İhlas surelerini okuyarak bitirdik. Tabutuna dokunmayı o kadar çok istiyordum ki, minik engelden atlayıp tabuta sarılmamak için kendimi zor tuttum.

Güler gibi bir nefes sesi gelince yine Talha'ya döndüm. "Hadi git, atamızın tabutuna sarıl." dedi tebessüm ederken. "Bunu istediğini gözlerinden okuyabiliyorum."

Ona şaşkınlıkla baktım. "Nasıl olacak o?" dediğimde bana kapıdaki güvenliği gösterdi. "Ben sen dua ederken konuştum. İzin aldım... ama çok kısa olması şartıyla."

O kadar şaşkın ve mutluydum ki ne yapacağımı bilemedim. Talha'ya sarılma isteği doğmuştu içime. "Çok teşekkür ederim Talha." diye fısıldadım. "Haram olmasak sana sarılırdım şuan."

Sözlerimle o da şaşırmış ve gözlerini parmaklarına indirdi. Parmaklarıyla oynuyordu.

Utanmış mıydı?

Bir Şans Verir Misin? - Yarı Texting -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin