Selamınaleykümm 💗Bölümü okurken şarkıyı dinleyebilirsiniz, ben yazarken dinledim 🦋
Bismillahirrahmanirrahim 💌
•••Mürdüm rengi şalımı taktım ve siyah feracemi düzelttim. Talha'nın yanına, hastaneye gidecektim.
Esat: 📍 Konum
Görüldü √√Esat'ın attığı konuma baktım. Hızlı gitmek istediğim için bir taksi çevirdim.
Sanırım aylık harçlığımın tamamı taksiye gidecekti.
Ama değerdi.
Taksiye bindim ve hastane ismini söyledim. Şehir Hastanesi'ne gitmişlerdi.
Anlamıyordum, hastanelik edecek ne demiştim sanki?
Hastaneye geldiğimizde taksicinin ücretini ödedim ve taksiden indim.
Gitti harçlık...
Neyse...
Acil kısmına doğru ilerledim ve gözlerimi etrafta gezdirdim. Serumlu kişilerin arasında Talha'yı görünce yutkundum.
Serum taktılar alt tarafı Ruhan, komaya girmiş gibi tepki vermesen mi?
Dizlerimin bağı çözülmüştü bir kere. Kuruyan dudaklarımda dilimi gezdirdim, kendimi yanına gidecek güçte bulamıyordum.
"Aha, Ruhan yenge gelmiş!" diye seslendi Esat.
Hay ben yengene...
Derin bir nefes aldım ve başımı iki yana sallayarak adımlamaya koyuldum. Talha'nın yanına ulaştığımda dikkatle serumunu inceledim. Sanırım burada bir süre daha vakit geçirecekti.
Daha doğrusu: geçirecektik.
Çünkü onu bu hâlde burada bırakmaya niyetim yoktu.
"İyi misin Talha?" dedim endişeyle. Tebessüm etti. "İyiyim güzel kokulum, yalnızca bir tık bayılmış ve serum yemiş olabilirim..."
Gülerek başımı iki yana salladım. Bu durumdayken bile yüzümü güldürmeyi başarıyordu.
Selim'in telefonu çalınca bakışlar ona döndü. Aramayı cevapladı. "Efendim anne?"
Karşı tarafı dinledikten sonra yanıt verdi. "Anne ne diyorum ben sana? Talha'yı nasıl bırakalım Allah aşkına? Yalnız mı kalsın hastanede?" dedi bana göz atarak.
Biraz daha dinledikten sonra "İlle de lazımız yani?" dedi ve "Tamam, geliyoruz." diyerek konuşmayı bitirdi.
Talha'ya ve bana döndü. "Ruhan, sen Talha ile kalır mısın? Esat ve beni annem çağırıyor, acilmiş."
Başımı salladım hızla. "Zaten yanında kalacaktım. Gidebilirsiniz, sorun değil." dedim. Talha da kabul edince Selim ve Esat gitti.
Bir sandalyeye oturdum. Hüzünle bir seruma, bir Talha'ya baktım. "Özür dilerim."
Kaşları çatıldı. "Neden?"
Gözlerimin dolmasına engel olamadım. "Benim yüzümden hastanelik oldun..."
Şefkatli sesi kulaklarımı doldurdu. "Saçmalama Ruh'um, ne alakası var seninle? Sadece ben fazla heyecan yaptım, hepsi bu." Ardından kıkırdadı. "İnsana üç senedir sevdiği kız 'helalin olacağım' diyince heyecanlanıyor normal olarak."
Allah'ım aklıma mukayyet ol, o nasıl gülüştür?
Tebessüm ettim gözlerim ellerime sabitliyken. "Sen hep gül Talha, olur mu?"
"Sen de gülersen neden olmasın, güzel kokulum."
Bir saat sonra, Talha'nın Ağzından
Sevdiğim kadın gözlerini kapatmıştı, hafif bir uykudaydı. Ona daha fazla bakmamıştım haram olduğu için. Kıyafetleri 11. Sınıf 1. Dönem karne gününde giydiği kıyafetlerle aynıydı. Aklım o zamana gitti.
Bir sene önce
Karnelerimizi almak için sıralara yerleşmiştik.
Canım sıkıldığı için telefonumla ilgileniyordum. Aniden yanıma oturan Esat ile bakışlarım ona döndü.
"Ne yapıyormuş aşk çocuğu?" Ona gözlerimi devirdim ve yeniden telefonuma döndüm. "Dalga geçmesene Esat! Zaten onu bir yaz boyunca göremeyeceğim ve bu yeterince moral bozucu."
Omzumu sıvazlarken "Tamam, tamam! Kızma." dedi ve güldü.
Birkaç dakika sonra dürttü beni. "Şuna bak! Seninki geldi."
Kafamı hızla kaldırdım ve içeriye süzülen sevdiğime baktım. Mürdüm rengi bir şal takıyordu, ona çok yakışmıştı. Simsiyah feracesi ve zarif, siyah çantasıyla müthiş bir kombin yapmıştı. Ne kadar güzel olduğunu düşünmemeye çalıştım ama bu çok zordu.
Sonra hiç yapmaması gereken birşey yaptı ve genişçe gülümsedi.
Kalbim tekledi.
Ona selam veren kızların selamını aldı. "Günaydın Ruhan!"
"Günaydın." dedi ve yerine yerleşti. Bu anlarda onu dikkatle izledim. Gözlerimin onda olduğunu fark etmiş gibi bakışlarını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde ben hızla önüme döndüm. Boğazımı temizledim ve Esat'a baktım. "Ben lavaboya gidiyorum."
Ayaklandım ve aceleci adımlarla kendimi lavoboya attım. Elimi kalbime koydum ve derin derin soluk alıp verdim. "Allah'ım, kalbime mukayyet ol!"
Ardından ellerimi lavaboya yasladım ve aynadaki aksime baktım. Dağınık saçlarıma hafifçe dokundum. Üstüme başıma çekidüzen verdim. Tam lavabodan çıkacakken Selim'le karşılaştım. "Hadi Talha, hoca karneleri dağıtmaya başlayacak!"
Sınıfa geçtik. Dokuz kişi anca vardık. Üç kişi çıktıktan sonra hoca Ruh'umun ismini söyledi."Ruhan?"
Ayaklandı ve hocanın yanına gitti. Hoca içten bir tebessümle karnesini verdi ona. "Onur belgesini sana vermek istedim. Kesinlikle hak ediyorsun."
Tebessüm ederek hocanın elinden aldı karnesini. "Teşekkür ederim hocam."
Yerine geçerken onu izledim. Allah'ım, ona olan sevgim beni bir gün bitirecekti sanırım...
•••
Minik bir geçmişe dönüş 🦋
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin, sizleri seviyorum! 💘 Allah'a emanet olun 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şans Verir Misin? - Yarı Texting -
Ficção Adolescente05** ***: Nasıl bu kadar etkilenebildim senden? 05** ***: Kimseye şans vermeyen senden... 05** ***: Şansı da geçtim; sınıfta oturduğun yer kızların arasında, erkeklerle mecbur kalmadıkça konuşmuyor hatta göz teması bile kurmuyorsun. Tek bir şans tan...