Cam Sileceği / Texting

30

Merhaba,
sınav haftasındayım o yüzden yazamıyorum.Açıkcası biraz da elim gitmiyor. İçime sinmeyen bir bölüm de
yazmak istemiyorum:(

🌱Geçiş için mini bir bölüm olsun.

Diğer bölüme farklı bir günden farklı anılarla devam edebilelim 🫶🏻

Biraz evden işlerimi hallettikten sonra evi toplamış ve yapmaktan kaçındığım temizliği de ucundan ucundan yapmıştım. Yetmemiş biraz da sokak sokak gezmiş ve güzel havanın tadını çıkartmıştım.Bir kaç saat içerisinde yaptıklarımdan sonra güneş yerini çoktan ay'a bırakmıştı.

Minik balkonun açık kapısının önüne geldiğimde yere uzanan beyaz tülleri iki yana çektim.Dairemin cephesinin önü açık olduğu için akşamları bunu yapmaktan herhangi bir çekincem olmamıştı hiçbir zaman. Odada abajurdan yayılan loş sarı bir ışık hakimdi.

Kapının zili evde yankılandığında daldığım gökyüzünden gözlerimi ayırıp minik ama bir o kadar da hızlı adımlarla yürüdüm. Delikten gördüğüm manzara yüzümde güller açtırırken zaman kaybetmeden kapıyı olabildiğince araladım.

Kapının aralığın fırsat bulduğu an bir kaç adımla yanıma gelip ve kollarını bana doladı. Başım boynunda ki yerine ulaştığında gülümsedim.

"Hoşgeldin." sakin bir tonda konuştuğumda derin bir nefes alışını hissettim.Bir kaç adım beni geriye yürüttüğünde benim ellerim boynuna ulaşmış ve oraya sarınmıştı.

"Hoş buldum bebeğim." konuştukça nefesi boynuma değiyordu.Kapı kapandı. Boynumdan biraz uzaklaştı. "Rahat nefes almayı öğrettin bana şu yaşımda."

"Güzel öğretirim ben." güldüğümde aynı şekilde karşı verdi. "Aç mısın?"

"Sadece şu koltukta seninle oturmak istiyorum." yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdığında burunlarımızın birbirine değebileceği noktadaydık. Başını hafifçe eğip gülümsediğinde kollarının arasından hafifçe sıyrıldım.

Önden yürüyüp salona girdiğimde arkamdan gülerek geliyordu. Koltuğa gelir gelmez köşeye kendini attığında kolumdan yakaladığı gibi kendine çekti. Yanına düştüğümde başım omzuna düşmüş saçlarım etrafa yayılmıştı. Kahkaha atarak başımı geriye attığımda sergilediği dişleri ilk manzaram oldu. Bir eli dirseğimde dururken diğer eli belimde yer edindi.

Kendimi biraz daha yukarı çektiğimde geçen gün ki pozisyonumuzu bulduk. Bacaklarımı bacaklarının üzerinden attım. Omzunda ki başımı kaldırıp daha rahat yüzüne bakarken, önümde ki saçlarımı arkaya itekledi.

"Neler yaptın?" diye sorduğunda omuzlarım bir inip bir kalktı.

"İşlerimi hallettim biraz da dışarıda dolandım, öyle. Dün de yorgundun bugünde iyice yorulmuş duruyorsun. Dinlenemedin sen değil mi?" gülüşüm silinmiş dudaklarım hafiften büzülmeye yüz tutmuştu.

"Dinleniyorum şu an. Yıllık yorgunluğumdan bile sıyrılıyorum." gülümseyerek yüzüme bakıyordu sadece.Başımı tekrar omzuna hatta biraz daha boynuna doğru yasladığımda kolları bedenimi iyice sarmıştı.

Tişörtünde ki parfüm vücudunun kokusuyla birleşmiş ciğerlerime dolarken saçlarımın üzerine kısa bir süre dudaklarını bastırdı. Dudakları çok uzaklaşmadığında yasladığım yerden başımı biraz geri itip yüzüne alttan baktım. Dudakları alnıma yakın duruyordu.

"Bir insanın yüzüne bakılarak dinlenilir mi? Dinleniliyormuş." baş parmağı yanağım ve çenem arasında gidip gelirken gözlerinin içine bakmaktan geri durmadım. Aldığım nefes bir an yetmezken hızlıca bir nefes daha aldığımda güldü.

"Yazdığın ilk gün geliyor aklıma. Samimi söylüyorum deli gibi dövmek istiyordum seni. İçinden böyle birinin çıkmış olması beni şaşırtıyor." dediğimde gülen ben olmuştum. Hafif çatılan kaşlarını elimle düzelttim.

"Arabaya numarasını bırakan birine sevecen olsam daha kötü değil mi?" omuzlarımı hafifçe silktim.

"Evet. Ama yok evli olsam yok şöyle yok böyle. Sanki zorla yazdırdık paşama bak sen." çatılan kaşlarının aksine güldüğünde , güldüm.

"Ha arabaya numaranı bırakmanda sorun yok yani?Ya manyağın biri çıksaydı?" gülsede yorgun olduğu mayışmış halinden ve ses tonundan bariz belliydi.

"Eğlendik ya ne olacak? Komiser tanıdık var diyorum anlasana." Tabii ki benim yaptığım doğru değildi ama haksızlığı kabul edecekte değiliz neticesinde. Güldüğünde koltuğun arkasına başını yaslamıştı. Mayıştığı o kadar ortadaydı ki! Bu haliyle yeme de yanında yat gibi bi haldeydi.

"Öyledir güzelim." yanağına uzanıp minik bir öpücük bıraktım.

"Film izleyelim mi? Gerçi uyuyacak gibi bir halin de var." bir süre sadece gözlerime baktı. Acaba gözleri açık mı uyudu diye düşünmeme ramak kalmıştı.

"Aç bir şeyler.Kollarımın arasında durduğun sürece fark etmez bana şu an." gülerek yerimden hızlıca kalktım. Kumandaya uzanıp tekrar yanına oturduğumda hafiften yayıldığı için koltukla arasında girdiğimde üstüne uzanacak bir pozisyonda olmam gerekiyordu.

Filmi açtığımda kumandayı kenara koymama dahi zaman bırakmadan beni kendine doğru çektiğinde , yatıyor gibi ama oturuyor gibi de bi halimiz vardı. Kendimi biraz düzelttikten sonra bedenine kollarımı doladığımda beni olabilirmiş gibi kendine iyice çekti. Ve sonrasında hiç hareket edip benim uzaklaşmama fırsat vermeden, sadece televizyona baktı.

Yerimde biraz kıpırdandığımda sıkışmışlığın verdiği hisle bir an gözlerimi kırpıştırarak araladım. Önce nerede olduğumu çözmek istercesine sadece karşıya baktığımda karanlık vardı. Elimin altında hissettiğim sert bedenle içime bir huzur dolmaya başladı. Gülümseyerek yüzümü biraz daha boynuna doğru kaldırdığımda belimde ki eli hareketlendi. Mayıştı diye dalga geçerken ilk uyuya kalan muhtemelen ben olmuştum.

En son hatırladığımda bu kadar yatar pozisyonda değildik. Televizyon da kesinlikle kapalı değildi.

"Kıpırdanma." boğuk ama mırıltılı bir şekilde çıkan sesle hareketlerim durdu. "Güzelim gece gece rahat dur da uyu , hadi."

"Yatakta daha rahat uyurduk?" onun gibi sessiz konuştuğumda başım boynundan bir an olsun ayrılmıyordu.

"Rahatım burada." bana dönüp çenesini başımın üzerine yaslarken bir bacağıda bacaklarımın üzerinde yerini almıştı. Koltuk dar değil aksine genişti ama bana çok yakın olması sebebiyle arada kalmıştım.

"Tamam." mırıldandığımda göğüslerimiz birleşmiş üzerinde olan kolum bana sardığı kolunun altında kalmıştı.

"Uyu." 

Bölüm Sonu.