Cam Sileceği / Texting

32

Merhaba,
ara biraz açıldı. Sınav sürecim ardından gelen iş ve staj süreci.. Buraya kafamı toplayıp vakit ayırmam çok zorlaşıyor. Bayramdan sonrasına kadar her hikayeme bir kaç bölüm yazıp stok yapmaya çalışacağım. En azından her hafta net bir bölüm yayınlayabilmem daha kolay olacak.

Lütfen desteklerinizi esirgemeyin, iyi okumalar 🤍

Kağan ile dün ki konuşmamızın ardından bugün fazla heyecanlıydım. 1 haftadır ayrıydık. Uyuya kaldığımız günün ertesi bir telefonla kalkıp gitmişti. Sonrasında ise malum, görüşememiştik. Hem benim işlerim bir anda yoğunlaşmıştı hemde onların önemli bir işleri olduğu için nefes almaya vakitleri olmamıştı.

Her boş anında mesaj atmaya çalışsada cevaplama sürelerimiz uzun oluyordu. Ne ara bu hale gelmiştik onuda anlamıyorum.

Arabasına numara koymam ardından bana dönmesi. Birbirimizi sürekli terslememiz. Ki bu uzun bir süreyi kapsıyor. Ardından her gün konuşmamız. Karakolda saçma bir şekilde karşılaşmamız. Ve yine tartışmalar sonucu beraber olmamız. Fazla hızlı gidiyor olması gerçeği bir tık germişti beni açıkcası. Ama yanında ki mutluluğum bu gerginliği silip atıyordu.

Öyle ya da böyle bugün geliyordu. Yanıma ne zaman geleceği belli olmasada ben bugün halletmem gereken işleri erkenden halletmeye çalışıyordum. Ordan oraya koşturmacalı saatler geçirirken en son kendimi stüdyonun yanında ki boş parkın banklarından birine attım.

Yorulmuştum. İşler bitmişti evet ama bende fazlasıyla bitmiştim. Telefonuma gelen mesaj ya da arama yoktu. İstanbula gelmişti ama işleri hala bitmemişti anlaşılan.

Yeşilliğim ortasında kalan bu park fazla keşfedilmemişti galiba. Her yerin aksine burası fazla boştu. İleride sağ da çok güzel çiçek açan ağaçlar vardı. Onların yanında ki yol ise tamamen ağaç kaplıydı.

"Etrafınız sarıldı hanımefendi. Sevginizle birlikte hemen teslim olun." anons tarzı sesi duyduğumda kafamı öyle bir çevirmiştim ki , iyi ki boynum kırılmamıştı. Arabanın kaputuna yaslanıp gevşek gevşek gülen Kağan'ı görmemle kahkaha atmam bir olmuştu. Milleti başımıza toplayacaktı.

"Görev başında ki memuru oyalamak suçtur hanımefendi." diye tekrar konuştuğunda yerimden hızla kalkmış gülerek ona gidiyordum. Adımlarımı hafiften hızlandırdığımda o da bana doğru bir kaç adım atmıştı.

Kollarımı boynuna doladığımda o kokusunu hissetmiştim. Kağanın kollarıda bedenime dolanmış ve dudakları boynumda ki boşluğu bulmuştu. Çok özlemiştim.

"Teslim oldum ben o zaman." dediğimde yaptığı anons aklıma gelmiş gülmeden edemiyordum. Hafif geri çekildiğimde elleri belime kaymıştı. Yüzlerimiz eşitlenmişti.

"Etkilenmediğini söyleyemezsin." dediğinde gülüş seslerimiz birbirine karışıyordu.Başımı hızla iki yana salladım.

"Fena etkilendim ama aklıma geldikçe gülesim geliyor. Beni nasıl buldun sen?" saçlarım arkaya iyice gitmesi için başımı biraz salladığımda hareketlerimi hayranlıkla izliyordu. Duygularını benden hiçbir şekilde gizlemiyordu. Ya da gizleyemiyordu , bilmiyorum.

"En son buraya geleceğini yazmışsın , bizim karakolda yakın buraya biliyorsun. Geçerken gördüm." Başımla onayladıktan sonra dudaklarına minik bir öpücük kondurmak için yaklaşıyordum ki kendini gerçi çekti. Kaşlarım çatılmış bir şekilde bakacağım sırada bana fırsat tanımadı.