14.Bölüm

240 34 27
                                    

                                    Çağrı
Yine bu iğrenç koku burnuma doldu. Hastane kokusu. En yakınımı, çocukluğumu bekliyorum şimdi bu hastane koridorunda. Sesim çıkmadan sandalyede oturmuş kafamı ellerimin arasına aldım.

Neye üzüleceğimi bilemiyordum. Egeye üzülürken bir yandan Zeyno vardı. Ege'nin merdivenden düşmesine sebep olmuştu. İçimde bir şeyler kopuyordu. Bağırmak istiyordum aam bunu yapacak cesaretim yoktu.

Kafamı kaldırıp koridora baktım. Bizimkiler dağılmış sandalyelerde oturuyorlardı. Cemre ve Hazal sessiz sessiz ağlarken Duru hıçkırıklarla ağlıyordu. Berk ise hepimiz için güçlü durmaya çalışıyordu.

Kafamı koridorun sonuna çevirdim. Zeyno oturmuş ağlıyordu. Başında da Ali ve Arap vardı. Ne oldu da böyle oldular? Noldu?

Babam elinde sularla yanımıza geldi. Bana uzattığı suyu alıp bir yudum içtim. Boğazımdan hiçbir şey geçmiyordu.

"Çağrı, Ege iyi olucak biliyorsun dimi oğlum?"

"Olacak dimi baba?"

"Olacak tabiki, için ferah olsun."

Babam yanıma oturup bana sarılınca gözlerimdeki yaşlar dökülmeye başladı. İçimde neler varsa döktüm.

"Baba ben dayanamıyorum. Baba Ege ya Ege. Onun orada ne işi var! O burada olacaktı bize moral verecekti onun yeri orası değil baba!"

Cemre,Duru be Hazal benim halimi görünce daha fazla ağlamaya başladı. Duru önüme gelip diz çöktü. Ellerimi tuttu.

"İyi olucak Çağrı. O yine bizim yanımızda olacak."

"Benim canım çok acıyor Duru."

Bunu söylerken Zeynoya dönmüştü yüzüm. Duru da benimle birlikte ona baktı.

"Biliyorum. Senin için çok daha zor Çağrı. Ama güçlü olacağız. Ege için."

Daha fazla duramayıp dışarı çıkmak için koridorda yürüdüm. Zeynoların önünden geçerken hiç o tarafa bakamadım. Kolumdan tutulmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Çağrı ben yapmadım. Sana yemin ederim ben hiçbir şey yapmadım."

"Konuşmak istemiyorum Zeyno. Dışarı çıkıcam bırakırsan."

"Çağrı yapma böyle nolur"

"Üzgünüm Zeyno. Ege çıkana kadar benden bir şey bekleme. Ben duygularımı kaybettim."

Ümitsizce kolumdaki elini çekti. Gözleri tekrar doldu.

"Tamam Çağrı. Git. Dikkat et."

Onu arkamda bırakıp hastaneden çıktım. Yalnızdım. Yanımda kimse yok, Ege de yok. O asla beni yalnız bırakmazdı.

Bir süre sonra Berk yanıma geldi. Sıratı asık duruyordu. Korkuyla ona baktım. Yanıma oturdu.

"Doktor çıktı. Kafasını sert çarpmış. Yoğun bakıma alacaklarmış. Zor dediler Çağrı. Uyanması zor dediler. Kardeşimin uyanması zormuş."

Berk ağlamaya başlayınca kendime geldim. Uyanması zor mu?

"Berk sen ne diyorsun! Ne demek uyanması zor? Saçmalama sen yanlış anlamışsındır. Öyle bir şey olamaz Berk!"

Ayağa kalkıp hastaneye doğru yürümeye başladım Berk zor da olsa beni durdurdu. Bana sarılınca dizlerim daha fazla dayanamayıp yere çöktü.

"Berk olmaz! Berk Ege ölemez! Bir şey yapalım olmaz!"

Sadece ağlayarak bana sarılıyordu.

"Ölmeyecek Çağrı, ölmeyecek yaşayacak."

...

Kağıttan Gemi-ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin