19.Bölüm

227 32 25
                                    

Çağrı
Adliyeden çıkıp Zeyno ile bir kafeye oturduk. Yüzümdeki mutsuzluk onu da etkiliyordu. Elimden tuttu.

"Çağrı, hakim seni babana vermedi diye mi bu kadar üzülüyorsun?"

"Evet Zeyno. Ben babamla yaşamak istemiştim."

O güzel gülüşüyle bana bakıp içimi ısıtmaya çalışmıştı ama o kadar donuk ki içim o bile ısıtamıyor.

"Canım, o da senin annen sonuçta. Hem babanla zaten sürekli görüşeceksin. Aynı okuldasınız bir kere."

"O iş öyle değil Zeyno. Ben babamı artık yılda 3 ay görebileceğim."

Anlamayarak bana baktı Zeyno.

"O ne demek?"

Elimi elinden çektim. Bu sefer o şaşkınca elimize bakarken tekrar konuştum.

"Ben annemle yurtdışına gidiyorum Zeyno."

"Ne? Nasıl ya?"

"İki gün önce senin yanına gelmeden hemen önce. Annemle konuştum bana onunla gelmemi istediğini eğitimime yurt dışında devam etmemin daha doğru olduğunu söyledi."

Sustum. Ben sustum o da benimle sustu. Hala idrak etmeye çalışıyordu.

"Ben başta yurt dışında okuma fikrine sıcak bakıyordum ama sonra-"

"Sonra? Ne sonra Çağrı? Sen bizi bırakıp gitmeyi mi düşündün? Sen beni bırakmayı mı düşündün?"

Cevap vermedim. Yarım kalan cimlemi tamamlamaya başladım.

"Sonra o gün seninle konuştuk ben bu düşüncenin bile ne kadar saçma olduğunu fark ettim çünkü seni asla bırakamazdım ben Zeyno. Asla. Sana hiçbir şey diyemedim. Çünkü sana sorsam git diyecektin. Kendini,ilişkimizi düşünmeden git diyecektin biliyorum. O yüzden o gün kimsenin yanına gitmedim. Tek başıma iyice oturdum düşündüm. Bugün de hakime babamı istediğimi o yüzden söyledim."

Gözleri iyice dolmuştu. Gözüne bakamadan devam ettim.

"Üzüldüm Zeyno. Hakim anneme verince çok üzüldüm. Sadece babam değil sen de benim hayatımsın artık. Ben senden nasıl uzak kalabilirim Zeyno?"

"Kalkalım mı Çağrı?"

Şaşkınca yüzüne baktım. Bana bakmıyordu.

"Bir şey demeyecek misin Zeyno?"

"Burada insanları rahatsız etmeyelim başka yerde konuşucaz."

Kafa sallayıp hesabı ödedim. Zeyno önden ben arkasından kafeden çıktık. Zeyno elini yumruk yapmış sıkıyordu. Ona yetişip elini tuttum. Ben elini tuttuğum anda gevşetmişti yumruğunu. Olduğu yerde durup gözünü kapattı. Kafasını yukarı kaldırdığında gözlerinden akan yaşları gördüm.

"Sevgilim?"

Cevap vermeyince hemen kendime çekip başını göğsüme yasladım. Ağlamamak için kendini kasıyordu.

"Ağla güzelim, ağla ben buradayım."

"Ama gideceksin."

Gözümü kapattım. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Zeyno ağlıyordu ama ona sarılmaktan başka bir şey yapamıyordum. Bir anda benden uzaklaştı. Sinirliydi.

"Neden bana anlatmadın? Neden Çağrı? Ben bunu şimdi mi öğrenmeliydim? Ben senin sevgilinim farkında mısın?"

"Özür dilerim."

"Dileme. Özür dileyince değişmiyor hiçbir şey! Ne zaman gideceksin?"

"Hafta sonu"

Sinirden güldü. Tekrar öfkeli yüzü bana döndü.

Kağıttan Gemi-ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin