Zeyno
Koşa koşa eve gelip kendimi odama kapattım. Annem söylense de dinlemeyip kapıyı açmadım. Sadece ağladım. Gerizekalı. Aptal. Ne sandın ki Zeyno? Ne sandın?"Zeyno aç kapıyı ben geldim."
Arap'ın sesiyle yavaşta yatağımdan kalkıp kapıyı açtım. Benim ağladığımı görünce yanıma gelip bana sarıldı.
"Noldu kızım sana? He zeyno?"
Kapıyı kapatıp yatağıma oturduğunda bende yanına oturdum.
"Çağrı uzak durmamız gerektiğini en başında hata yaptığımızı söyledi. Arkadaş olmamamız gerekiyormuş "
"Bu nereden çıktı şimdi ya? Hem siz ne zaman konuştunuz ki?"
"Çıkışta müzik odasında şarkı söylüyordu ben de onu dinledim sonra konuştuk. Sordum ona neden benimle bütün gün konuşmadığını. O da sorunun ali olduğunu söyledi. Ve benim bir şey bilip bilmediğimden emin olamadığını."
"Ne anlatıyor bu ya? Ali ne alaka sen neyi biliyorsun Durunun bu olayla ilgisi ne ben hiçbir şey anlamadım"
"Ben de hiçbir şey anlamadım. Tek anladığım bizim artık konuşmayacağımız."
Bana sımsıkı sarıldı. Tüm kırılan parçalarımı yapıştırmak istiyor gibi sarıldı.
"Üzülme Zeyno. O da bir gün anlayacak."
"Asla anlamayacak Arap. Asla.."
...
Yine çalışma masama oturmuş resim çiziyordum ki kapı çalmıştı. Annemin evde olmadığını bildiğimden gidip hemen açtım kapıyı. Ama karşımda babamı görmeyi beklemiyordum.
"Ne işin var senin burada?!"
"Zeyno kızım annen evde mi?"
"Sana ne annemden ya! Sen hangi yüzle buraya geliyorsun? Ne hakla bana kızım diyebiliyorsun?"
"Ben senin babanım Zeyno kendine gel!"
"Sen benim babam falan değilsin! Ben seni sildim!"
"Zeyno noluyo- Fırat?"
"Kader! Ben de seninle konuşmaya gelmiştim."
"Hangi yüzle ? Defol git evimden Fırat yüzünü bile görmek istemiyorum! Bir daha da kızımla konuşurken o sesine dikkat et!"
Babam tam bir şey konuşacağı sırada annem kolundan tutup bahçenin dışına çıkardı.
"Gelme bir daha buraya! Yoksa sapık var diye bağırırım."
Babam gidince annem hemen yanıma geldi. Ben tepkisiz onları izliyordum.
Annem ve babam ben küçükken boşanmışlardı. İlk başlarda haftasonları babama giderdim ama yeni ailesi beni istemeyince beni yanına almayı bırak görmeye bile gelmedi. Annemi aldattığı için boşanmışlardı. Bütün çocukluğum babasız geçti diyebilirim. Dizim acıdığında babam kucağına alıp iyileştirmiyordu benim yaralarımı. Hep yerden kendim kalkıyordum, ya da annem gelip kaldırıyordu. Biz ikimiz güçlü duruyorduk ayakta.
"Zeyno iyi misin kızım? Bir şey yapmadı dimi?"
Hayır anlamında kafamı sallamakla yetinmiştim. Hep böyle olurdu babamla ilgili bir şey olduğunda kitlenip kalıyordum. Küçüklüğümdeki eksikliklerim gözümün önünden akıp gidiyordu.
Annem bana sarılıp konuştu.
"Özür dilerim kızım. Gelmesini engelleyemedim özür dilerim."
Anneme bir şey demeden odama döndüm. Masama oturdum. Çizime devam ederken kafamda hala eksik parçalarım dolanıyordu. Ellerim daha hızlı hareket etmeye başladığında daha fazla dayanamamıştı. Elimdeki kalemi masama sertçe fırlattım. Sinirim hala geçmemişti. Önümdeki kağıdı yırtıp masamın üstündeki kalemlikler devirmiştim. Çığlıklarım ağzımdan, gözyaşlarım ise gözlerimden fırlıyordu istemsiz.
![](https://img.wattpad.com/cover/342100881-288-k417879.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Gemi-ZeyÇağ
FanfikceKağıttan gemi yaptım belki de sana yüzer diye. Gökyüzüne baktım bir uçak sana uçar diye. Kumdan kale kazdım bir evimiz olsun diye. Camdan duvar ördüm güneşe uyansak yine.