4.Bölüm

258 27 11
                                    

     Ege'lerden çıkıp eve geldiğimde kimse yoktu. Odama geçip üstümü değiştirdim. Telefonumun şarjı bittiği için kapanmıştı onu şarja takıp yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım. Eğer o yazıyı Ali yazdıysa Zeyno nasıl anlamamıştı?

Okul çıkışı
Karşımda bana sinirle bakan Zeynoyu görmeyi beklemiyordum.
"Bu ne Çağrı?"

Elinde defterimin arasına konulan notu gördüğümde hızlıca elinden çekip aldım .

"Bunun ne işi var sende?"

"Az önce yere düşürdün. Hem şu an soruları cevaplaması gereken kişi ben değilim Çağrı."

"Hiçbir şey cevaplamayacağım Zeyno"
arkamı dönmüş ilerlerken durdum beni durduran ise

"Ya bunu sana Vefa'nın katili yazdıysa. Ya şu an bir katille karşı karşıyaysan Çağrı. Ben birini daha kaybetmek istemiyorum" cümleleri olmuştu.

Son cümlesini ne kadar kısık sesli söylese de duymuştum. Benim için endişelenmişti. Arkama dönüp ona doğru ilerledim.

"Korkma, hiçbir şey olmayacak"
gözlerinin dolduğunu gördüğümde ona sarılmak istedim ama yapamadım,çekindim.

"Vefa da hep böyle söylüyordu!" Sinirle yerdeki çantasını alıp önümden çıktı. Bense sadece arkasından bakmakla yetinmiştim.

Şimdi
Yatağımda uzanmış bugün olanları düşünüyordum. Berk ve Ege Ali konusuna çok kafayı takmışlardı. Yarın ilk iş yazıları kıyaslayacaklardı. Eğer yazı Alinin çıkarsa Zeyno yine arada kalacaktı.

Aşağıdan duyduğum bağırış sesleriyle kapıdan kafamı çıkardım. Annem ve babam tartışıyordu. Hem de ben yanlarında yokken. Yavaş adımlarla aşağı indim ve ne kadar yanlış olduğunu bilsem de onları dinledim.

"Ne var Nesrin ne!"

"Önder artık şu konuyu kapatır mısın? 17 yıl oldu hala önüme koyuyorsun yeter! Bak Çağrı doğdu Çağrı büyüdü Önder!"

"Ama doğmayabilirdi Nesrin! Sen sırf Çağrıya evlenmeden önce hamile kaldığın için onu aldırabilirdin! Benim oğlum şu an yukarda yatmıyor olabilirdi Nesrin!"

Babam son söyledikleriyle bakışlarını merdivene çevirince beni görmüştü. O susunca annem bir sorun olduğunu anlayıp bana döndüğünde gözlerinden yaşlar birbir düşmüştü.

"Çağrı oğlum" ikisi de bana doğru gelince hızlıca odama çıkıp kapıyı kilitlemiştim.

Annem beni istememişti. Annem benim doğmamı istememişti.

Kapıma gelip benimle konuşmaya çalıştıklarında gitarımı elime aldım. Hem çalıp hem söylemeye başladım. O an aklıma ilk gelen şarkıyı 'Gökhan Türkmen-Mahşer'i söylemeye başladım.

Onların kapımdan gittiklerine emin olduğumdaysa yatağıma girip kendimi uykunun güvenli kollarına bıraktım.

Üç gün boyunca okula gitmemiştim. Okulda babamdan kaçamazdım. Ama evde ikisini de görmüyordum. Sadece uyuyordum,test çözüyordum ve gitar çalıyordum.

Üç günün sonunda telefonumu ilk defa elime aldım. Kapalıydı,açmamıştım. Açtığımda bir sürü bildirim vardı. Ege ile olan mesajları açtım.

Ege:Neredesin
Ege:Ses ver Çağrı merak ediyoruz
Ege:Önder hoca da yok noluyor?
Ege:Çağrı aç artık şu telefonu çıldırtma beni

İyiyim ben merak etmeyin:Çağrı

Tek cümlelik mesajımın ardından telefonum çalmıştı.Ege arıyordu.

Kağıttan Gemi-ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin