Şimdiden iyi okumalar dilerim 🤎"Efendim. Polisler sizi görmek istiyor."
"Şirkete gelecek ve çalışanlarımı korkutacak kadar alçalmışlar mı?"
Elindeki belgeleri siyah masanın üzerine nazikçe bıraktıktan sonra karşısıda dikilen güvenliğe döndürdü bakışlarını.
"Gelsinler."
Başıyla onaylayarak arkasındaki kapıya yöneldiğinde kapıyı açmasıyla polislerin sert bir şekilde içeriye dalması uzun sürmemişti.
"Bay Park. Neden burada olduğumuzu biliyor olmalısınız?"
"Büyük ihtimalle kahve içmek için. Çünkü her hafta birkaç defa uğrayıp kahve içip gidiyorsunuz Memur Bey."
Sinirli ifadesi ile dudağını kıvırmış ve derin bir nefes almıştı.
"Boş konuşmayın Bay Park."
Önüne fırlattığı dosyalara dikti gözlerini Jimin. Bozuntuya vermeden kavrayarak kendine yaklaştırdı.
"İki sokak ötenizdeki banka yaklaşık beş gün önce bu saatlerde soyguna uğradı. Dolandırıcılık."
"Burada bana gelmenizi gerektirecek bir sebep göremiyorum."
"Her suç işlendiğinde gelebileceğimiz en mantıklı yer burası Bay Park."
"Peki o halde." dedi baştan sona okuduğu ve içinde onun adının bir harfi bile geçmeyen dosyayı masaya geri bırakırken.
Polislerin, aklından geçen herkesin suçlu olduğunu zannettiğini geçirdi aklından.
Ona göre hisleriyle ilerlemek etkileyici bir şey olsa da kanıt olmadan kesinlik vermek aptallıktan farksızdı. Açık bıraktığı anı yakalamak için fırsat kolluyorlardı ama bu hiçbir zaman olmayacaktı.
"Bakın Bay Park." Masanın önünde eğilerek yüzünü gencin yüzüne yaklaştırdığında gözlerini onunkilere dikerek karşılık verdi.
"Kumar oynuyorsunuz ve farkında değilsiniz." Ona eşlik edebilmek adına ayaklandı ve yüzüne yerleşen bir sırıtış ile polisin karşısına dikildi.
"Kumarı oynayan sizsiniz Efendim. Her zaman rakibinizin bir açık vermesini ve hamle yapmayı bekliyorsunuz. Ben sizinle beraber oynamaktan ziyade, size kartları dağıtan kişiyim. Bu nedenle kim hangi kartı atarsa atsın, benim kendi isteğime göre kartı dağıtmam değiştirir her şeyi."
Geriye doğru tekrar doğrulup ellerini kumaş pantolonun cebine yerleştirdiğinde cevabının yeterli olduğunu düşündü.
"Yani herhangi bir kanıtınız olmadan şirketimin kapısına dayanmayı bırakın. Çalışanlarım sizin yüzünüzden işlerinde verim sağlayamıyor."
Jimin' in ukala tavrı adamların sinir katsayısını yükseltmiş olmalıydı ki kızarmış yüz ifadesiyle masada duran dosyayı almış ve direkt dışarıya yönelmişlerdi.
"Tekrar görüşeceğiz Bay Park."
"Umarım eliniz dolu gelirsiniz Komiserim."
Tatmin olmuş şekilde kıçı tekrar sandalye ile buluşurken üç parmağını burnunun üstüne yönlendirdi.
Polisler ise çoktan odadan öfkeyle ayrılmışlardı bile.
"Efendim, bu şekilde devam edemez."
"Bana akıl verme lütfen. Düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
// TRUTH \\ Jikook
FanfictionJimin: Bırak bu şehri, dünyanın herhangi bir yerinde saklansan bile seni bulacağım ve sana ölmek için yalvarana kadar işkence edeceğim Jungkook. Jungkook: Saklanmaya ne gerek var Jimin? Senden kaçsam bile, senden kaçmayı başaramıyorum. -Park Jimin...