BÖLÜM 3 DUSKWOOD

122 9 2
                                    

Bunları düşünüyordum ama saat gece yarısını geçmişti. Yarın yola çıkacaktım. Jessy, Dan, Richy, Hannah, Lilly, Thomas, Cleo hepsini görecektim. Neden böyle yaptıklarını merak ediyordum. Neden bir anda numaralar yok oldu. En önemlisi o gece ve sonrasında ne oldu. Bu soruların arasında yorgunluktan uyumuşum.
Sabah Alan'ın aramasına uyandım. Saat daha çok erkendi. Telefonu açtım:

- Kusura bakmayın bu saatte rahatsız ettim ama eğer bugün uygunsanız görüşmek isterim. Durum hakkında detaylı bilgi için.

- Özür dilerim Alan bugün hiç iyi hissetmiyorum. Yarın daha iyi bir halde olacağımdan eminim. O zaman konuşsak? Elimden gelenin en iyisini yapacağım.

- Anlıyorum. O zaman iyi dinlenmeler.

Telefonu kapattım ama asıl sebebim dinlenmek falan değildi. Direkt üstümü değiştirip dışarı çıktım. En yakın yerde bir araç kiralama yeri buldum ve araç kiraladım. Haritaları açıp rastgele bir şekilde Duskwood'u bulmaya çalışıyordum. Duskwood, Grove Springs'ten çok uzak değildi bu yüzden kısa sürede orada olabilirdim. O kadar stresliydim ki ellerim çok terliyordu.

(Duskwood)

Tabelada Duskwood yazısını gördüğüm an elim ayağım boşaldı. Ama sürmeye devam ettim. Yaklaşık 5 dk sonra şehrin içine vardım. Şimdi napacaktım. Nereye gidecektim ki. İlk Rogers Garaj'a gitmeye karar verdim. Jessy ve eğer yaşıyorsa Richy ordadır. Jake'in daha önce telefonuma yüklediği harita hala duruyordu. Ondan yararlanarak garajı buldum ama oraya gittiğimde kimse yoktu. Richy? Acaba bir şey mi olmuştu? Direkt şehir merkezine gittim. İlk gördüğüm kişi Cleo oldu. Yanında gittim. Tabi tanımadı önce ama kendimi tanıttığımda kocaman sarıldı bana. Ve şöyle dedi:

- Şeyma! Senden haber alamadık aynı şekilde veremedik de. Numaran kayboldu bir anda. Thomas hatırlıyordu ama sanki hepimizi engellemişsin gibi hiçbirimiz ulaşamadık sana. Bekle burda hemen diğerlerini çağıracağım çok şaşıracaklar!

Gülümsedim ve diğerlerinin gelmesini bekledim. Uzaktan Jessy'i gördüm. Koşarak geliyordu. Beni fark etti bir anda hızlandı. Ben de ona doğru koşmaya başladım ve birbirimize kocaman sarıldık.

- Şeyma! Öyle özledim ki seni anlatamam. Bir anda senden haber alamadık çok korktum.

- Ben de aynı şekilde sizden haber alamadım. O gece ne olduğunu dahi bilmiyorum.

Tekrar uzunca sarıldı bana ikimizin de gözlerindem yaş akıyordu

Sonra sırasıyla diğerleri geldi hepsine sarıldım. Hannah hariç. Ayrıca Richy de yoktu. Hannah'ya döndüm ve şöyle dedim:

- Birbirimizi tanımıyoruz ama senin için çok çaba sarf ettim. Neden benim numaramı gönderdin bilmiyorum ama...

- Senin numaranı, elime geçen küçük fırsatta yardım için Thomas'a yazacakken the man without face'in beni fark edip elimden almaya çalışırken olan kargaşada yanlışlıkla gönderdim. O hemen sildi mesajı ama Thomas çoktan görmüş ve ezberlemişti. Her şey için çok teşekkür ederim. Tüm bunları yapmayabilirdin.

O sıra Hannah da bana sarıldı

Bir anda aklıma Jake geldi. Ve Jake nerede diye sordum. Kimseden ses çıkmadı. Tekrar sordum. O sıra Richy geldi. Sarılamadım ama o da girişimde bulunmadı. Suçlu hissediyor gibiydi. Kısmen iyileşmiş görünüyordu. Hemen Richy'e döndüm:

- Richy o gün madende ne olduğunu sadece sen bilebilirsin. O gün Jake de madendeydi ne oldu anlat bana.

- Ben Jake'i gördüysem de hatırlamıyorum Şeyma. O olaydan sonra 3 gün yoğun bakımdaydım.

- O zaman beni madene götürün!

Jessy ordan atlayarak:

- Şeyma bundan emin misin? O olaydan sonra kimse gitmedi oraya.

- Jessy oldukça eminim oraya gitmek istiyorum. Jake eğer çıkmış olsaydı mutlaka yazardı. Ya sen Hannah ya sen Lilly o sizin kardeşiniz hiç mi merak etmediniz ya!

Bir anda benim sinir ve hüzünle karışık duygularımla ortam gerilmişti. Ama gerçekten neden kimse benim kadar Jake'i merak etmemişti?

FIND THE TRUTH (DUSKWOOD) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin