FIND THE TRUTH (DUSKWOOD)

BÖLÜM 6 JAKE

Bir anda tüm hayatım gözümün önünden geçti. Acaba o Jake miydi? Allah'ım lütfen Jake olmasın. Michael falan olsun ama Jake olmasın. Jake ile olan tüm anım gözümün önünden geçti. Bana asır gibi gelen olay sadece birkaç salisiye sürmüştü.

Gözümden yaşlar bilinçsizce akarken hepimiz ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bir anda hiçbir şey düşünmeden geriye döndüm. Aşağı inecektim. Diğerleri arkamdan adımı bağırıp yapma derken bir saniye bile düşünmeden koştum. O kişinin düştüğü yer şelalenın yatağında değildi biraz üstte bir düzlükte kalmıştı. Madenin girişinin oraya geri döndükten sonra nereden inebilirim diye baktım o sıra bizimkilere gözüm ilişti. Dona kalmışlardı. Gözüme inebileceğim bir yer kestirdikten sonra inmeye başladım. Birkaç kez düştüm, yuvarlandım ama durdurmuyordu beni. Arkamdan diğerlerinin sesleri vardı ama boğuktu. Duyuyordum ama anlamıyordum. Gözyaşlarımdan önümü zor görüyordum. Bir an düşündüm ben gidiyorum ama ben Jake'in yüzünü bilmiyorum. Ya yüzü tanınmayacak haldeyse. Bu zamana kadar hiç mi kimse onu görmedi. Bunları düşünürken o bedenin yanına gelmiştim. Diğerlerine baktım yukarıdalardı. Koku dayanılmazdı. Cesedin üzerinde hoodie vardı. Tam Jake tarzı. Sırtında çantası. Siyah kot pantolonu. Yüzü yere doğru dönüktü. Birden gözüme telefon takıldı. Elinde telefon vardı. Onun Jake olup olmadığını anlayabilirdim. Diğerlerine baktım. Aşağı inmeye çalışıyorlardı. Dan ve Richy, Jessy'e inmesi için yardımcı oluyorlardı. Bulduğum telefonu hemen alıp çantama attım. Eğer Jake ise fbi bunlara ulaşmak isteyecektir ama benim Jake hakkında bilgi sahibi olmam için tek yol bu telefon. Hem Jake değilse yok ederim telefonu. O yüzden riske atamazdım. O sıra çantasına gözüm takıldı. Diğerlerine baktığımda yolu anca yarılamışlardı. Bilgisayarı olabileceğini düşündüm çantasında. Çünkü Richy'nin kameralarını hacklemek için ihtiyacı vardı. Tahmin ettiğim gibi bilgisayar da içinden çıktı. Onu da gizlice çantama koydum. Tüm bunları yaptıktan sonra olayın şoku tokat gibi çarptı yüzüme. Koku gerçekten beynimi bulandırıyordu. Diğerlerinin ayak seslerini duyabiliyordum. Onun yüzünü çevirmeye karar verdim. Richy ordan bağırdı:

- Şeyma eğer Jake ise üstünde parmak izi bırakma. Fbi seni bulacaktır ve Jake hakkında tüm bilgileri senden almaya çalışacaktır.

Bir an elektrik çarpmış gibi elimi çektim. Jessy ve Dan burnunu tutuyordu. Richy üzerindeki hırkayı bana vererek bununla çevir dedi. İlk önce onun kapşonunu açtım. Saçlarına hiçbir şey olmamıştı ve siyahtı. Bir anda sinir krizi geçirerek ağlama krizi geçirdim bu oydu Jake'di. Yüzü yarı çürümüş haldeydi tanınmıyordu. Richy ve Dan sakinleştirmeye çalışıyorlardı beni. Ama nafile ağlamam yeri göğü inletiyordu. Jake'in beni böyle bırakmış olmasına inanamıyorum. Bırakmış olamazdı. O ölmüş olamazdı. Bana sözü vardı. Ölmezdi. Ölemezdi!