BÖLÜM 11 OTOPSİ

69 7 11
                                    

Tüm bunlarla elimde Jake'in telefonu ekranda onun resmi uyumuşum. Uyandığımda saat öğleyi geçmişti. Hiçbir haber yoktu kimseden. Odamın kapısı tıklatıldı. Kim o? Dediğimde oda servisi dedi. Ama ben oda servisi çağırmamıştım. Girebilirsiniz dedim. İçeri yirmili yaşlarda çocuk girdi ve telefondan arayıp bu odaya kahvaltı getirmem istendi ayrıca bir not da bırakıldı. Teşekkür edip kapıyı onun arkasından kapattım. Kahvaltıyı Alan göndermişti notta:

"Şeyma güçsüz olmaman gerekiyor. Buna dayanmak zorundasın. Ona verdiğim sözü yerine getirmem gerek. Lütfen sağlığını aksatma."

Alan cidden Jake'e verdiği sözü mü tutuyordu yoksa yeni vakada ona yardım etmem için beni mi hazırlıyordu anlayamıyordum.

........................

Alan bir yandan fbiın ne yapacağını çözmeye çalışıyor bir yandan da Jake'in durumu hakkında bilgi almaya çalışıyordu. Bu tür otopsiler çabuk sonuçlanırdı. Sonuçlar fbiın eline çoktan ulaşmış olmalıydı.

Şeyma'yı sadece Jake'e söz verdiği için değil ona bir sempati duyduğu için de korumak istiyordu. Sonuçta Şeyma da ona davasında yardım etmişti. Bu iş onun teşekkürü gibiydi.

Alan yine bir yandan da kaybolan arkadaşı Adam hakkında bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Şeyma şuan ona yardım edecek durumda değildi. Belki de hiç yardım etmeyecekti. Şeyma buraya geleli 3 gün olmuştu. Ama hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Ayrıca Adam'dan da herhangi bir iz yoktu. Polis her şeyini ortaya koyuyordu ama ufak ipuçları dışında bir şey yoktu. Alan katilin bu olayı Duskwood olayını öğrenince zevk için yaptığını düşünüyordu. Şeyma'yla da uğraşacağını düşünüyordu. Aslında bir yandan yine korumak için Şeyma'yı çağırmıştı. Gözünün önünde olmalıydı. Bu şekilde her şeyi daha net görebilirdi.

......................

Hala umutsuzca bekliyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Tek yapmak istediğim en azından onun mezarına gitmekti. Alan'ı arayamazdım. Telefonunu dinleyebilirlerdi. Açıkçası fbi için Jake yaşıyor olsaydı hiçbir bilgi vermezdim ama ölmüş olması da bunu değiştirmiyor. Benden bilgi alamazlar veya beni kullanamazlar. Jake'in istemediği hiçbir şeyi yapmayacağım. Bana güvenmişti boşa çıkarmayacağım.

Birden telefonum çaldı. Alan olması umuduyla açtım.

- Alo Şeyma ben Alan. Çok zor oldu ama otopsi sonucuna ulaştım. Jake oradaki çıkıştan çıkmaya çalışırken ayağı kaymış. Tutunmak için çok çaba sarf etmiş. Vücudunda çok fazla sıyrık ve yara varmış. Ama düştükten sonra ölmemiş. Biliyorsun Grimrock yılın o günü zehir salgılıyordu.

Alan bunları söylerken nefesimin kesildiğini hissediyordum. Şişmiş gözlerimden sayısız damlalar akıyordu. Jake orda acı çekerken ben napıyordum!!!? Başına hiçbir şey gelmemesi için sadece dua edebilmiştim. Dinlemeyecektim hiçbirini o gün orda olması gereken bendim o değildi.

Alan sözlerine devam etti:

- Jake orada yaklaşık iki saat canını kurtarmaya çalışmış ama şelalenin zehirli gazı onun ölümüne sebep olmuş.

Hiçbir şey diyemedim. Kendimi çok suçlu hissediyordum. Onun bunları yaşamasındansa kendimin bunları yaşamasını tercih ederdim.

- Ayrıca Şeyma. Jake'in bir ailesi olmadığı için onu sahiplenecek kimse yok. Ondan sessiz bir şekilde kurtulmak istiyorlar. Yakma işlemiyle* onun bedenini yok edecekler. Artık ondan alabilecekleri bir şey yok. Onun bilgisayarı ve telefonunun peşine düşeceklerdir. Beni tekrar sorgulayacaklarını düşünüyorum.

- Alan yalvarırım Jake'i yakmasınlar, defnetsinler. Lütfen bunu yapmanı istiyorum.

- Şeyma Jake'i alabilecek hiçbir yakını yok. Sen ortaya çıksan bile hiçbir şey yapamazsın. Bu sadece senin belki de hapse girmene neden olur. Jake ile işbirliği halinde olduğunu ve bir ilişkinizin olduğunu fbi biliyor. Onu ne defnettirebileceğimi ne de külünü alabileceğimi sanmıyorum.




* Almanlar genel olarak yakma işlemiyle cenaze yapıyorlar.

FIND THE TRUTH (DUSKWOOD) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin